Tüm dünya emekçi kadınları bu 8 Mart günü de hemen her yerde etkinler, eylemler ve yürüyüşler düzenliyor. Bizler de Türkiyeli kadınlar olarak katılalım, ortak sorunlarımız için, insanca bir yaşam için, eşit işe ücret için, bedenimiz ve geleceğimiz için bir araya gelelim! Gücümüz birliğimizdir!
İyi bir iş, yaşanabilir bir ücret için!
Sorunlarımız ve taleplerimiz geçen yıldan farklı değil ama, daha da derinleşiyor. Yaşlılıkta yoksulluk demek olan düşük ücretli, kısa süreli güvencesiz işlerde çalışanların yüzde 70’ini kadınlar oluşturuyor. Ailenin ve çocukların bakımı sırtında olan kadınlar ev ve iş arasında koşturuyor. Almanya gibi bir ülkede, aynı işi yapan kadınlar erkeklerden yüzde 22 daha ücret alıyor. Çalışma şartları daha da kötüleşiyor, kısa süreli işler, çağrıldığı zaman işe gitmek zorunda kalanlar az değil. En az ücret alanların göçmen kadınlar olduğu ise istatistiklerde yer alıyor.
Bunun için eşit işe eşit ücret, insanca çalışma koşulları, yaşlılıkta insanca yaşayabileceğimiz emeklilik parası istiyoruz!
Şiddete hayır! Bedenimiz için kendimiz karar vermek istiyoruz!
Ne bir ulusa ne bir dine mal edilemeyecek olan kadına yönelik şiddet artıyor. Dünyada her üç kadından biri, yani bir milyar kadın şiddete uğruyor. Almanya’da geçen yıl 122 kadın eşi veya arkadaşı tarafından öldürülmüş, 114 bin kadın evde şiddet ve tehdidi yaşamıştır. Evde şiddete uğrayan kadınlar, yeterli kapasitesi olmayan sığınma evlerinin kapısından geri döndürülmektedir.
Ama Şili’de, Polonya’da, Türkiye veya başka ülkelerde kadınlar artık sessiz kalmıyor, kadın bedenine yönelik şiddeti protestolar yaygınlaşıyor, kaderini başkalarına bırakmaktan vazgeçip sokaklara çıktıkça birleşmekten gelen gücünün daha çok farkına varıyor.
Bunun için evde, sokakta, işte kadın bedenine yönelik cinsel şiddetin cezalandırılmasını talep ediyor, ihtiyaca cevap verecek kadın evleri istiyoruz!
Hanau’daki ırkçı katliamı kınıyoruz! Irkçılığa karşı birlik ve dayanışma!
19 Şubat günü Hanau’da 9 kişi ırkçı bir saldırıda hayatlarını kaybetti. Irkçı terör örgütü NSU’nun 2000 ve 2007 yılları arasında işlediği seri cinayetler, Hanau’da kitlesel tarzda cinayet işleme şeklinde devam etmiştir. NSU cinayetlerini işleyenlerin hak ettikleri cezayı almamalarının, diğer Neonazileri cesaretlendirdiği Hanau’da bir kez daha görüldü.
Almanya’nın sadece göçmen düşmanı neo-nazilerden, faşistlerden ibaret olmadığını da biliyoruz. Zira katliamın ardından binlerce insan sokaklarda ırkçı terörü kınadı. Geçmişte olduğu gibi bugün de Almanya’da ırkçılığa, yabancı düşmanlığına karşı çıkanlar çoğunluktadır.
DİDF olarak, Almanya’da yaşayan Türkiyeli kadınları her yerde Alman emekçileriyle, gençleriyle, kadınlarıyla birlikte ırkçılığa, yabancı düşmanlığına, neo-nazilere karşı 8 Mart günü omuz omuza sokağa çıkmaya, mücadele etmeye çağırıyoruz.
Bunun için, Federal hükümeti, ırkçı-faşist örgütleri, göçmenlere karşı nefret körükleyen propagandayı acil bir şekilde yasaklamaya çağırıyoruz!
8 Mart günü bu taleplerle hep birlikte sokaklara çıkalım!