DİTİB içerisinde yaşanan ajan skandalından sonra kamuoyunda oluşan tepkileri dikkate almak zorunda kalan Alman hükümeti, DİTİB’e sunmuş olduğu destekleri dondurmak, ilişkilerini askıya almak zorunda kalmıştı.
Referandum döneminde Erdoğan hükümetiyle ‘kayıkcı dövüşü’ sürdüren, sözde Erdoğan’nın uygulamalarına karşı olduğu izlemini yaratan Alman hükümeti, DİTİB verdiği yaklaşık bir milyon Euro’yu yeniden serbest bıraktı. Bu ikiyüzlü politika kabul edilemez.
15 Temmuz darbe girişiminden sonra yaşananlar DİTİB’in Erdogan hükümetinin Avrupa’da uzantısı olduğunu bir kez daha göstermiştir. İmamlarına açıktan Erdoğan karşıtlarını ispiyonlama çağrısı yapan, referandum çalışmalarında hükümetin ‘Evet’ kampanyasına seferber olan bir kurumun desteklenmesi, Erdoğan hükümetinin desteklenmesinden başka bir anlam ifade etmemektedir.
Erdoğan hükümetinin politikaları doğrultusunda Türkiyeli göçmenleri kutuplaştıran, bir kesimi hedef gösteren, yerli ve göçmen emekçilerin kaynaşmasını engelleyen bu kurumu, entegrasyon zirvelerinin, İslam zirvelerinin bir parçası olarak değerlendirmek Alman hükümetinin samimiyetsizliğinin göstergesidir.
Son senelerde göçmenleri dini ve etnik kimlikleri üzerinden değerlendiren Alman hükümetinin, bir yandan hiç bir anlamı olmayan burka tartışmaları üzerinden önyargıları körüklemesi, çifte vatandaşlık tartışmalarını alevlendirmesi, seçimler öncesinde yeniden gerici-bölücü ‘Leitkültür’ tartışmalarını gündeme getirmesi, ırkçılığı ve bölünmüşlüğü derinleştirmekten başka bir işe yaramayacaktır.
DİTİB Ankara’nın uzantısı olduğu sürece, göçmenlerin yaşamını zorlaştıran, Erdoğan’ın anti-demokratik uygulamalarını destekleyen politikanın bir parçası olacaktır. Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu olarak, Alman hükümetini Erdoğan’nın uygulamalarının destekçisi olan DİTİB’i desteklemekten , göçmenleri seçim malzemesi olarak kullanmaktan vazgeçmeye çağırıyoruz.
DİDF Yönetim Kurulu
Köln, 03.05.2017