12 Haziran 2011 tarihinde Türkiye’de genel seçimler yapılıyor. Türkiye’de yapılacak seçimler, Avrupa ülkelerinde yaşayan Türkiye kökenli emekçileri de yakından ilgilendiriyor. Açlığın, yoksulluğun, savaşın, anti-demokratik uygulamaların olmadığı; değişik uluslardan ve inançlardan insanların eşit ve demokratik bir ortamda yaşadığı bir Türkiye bizlerin de özlemi.
Yaşam merkezi olarak değişik Avrupa ülkelerini seçmiş olsak da, sorunlarımızın çözüm yerleri bulunduğumuz ülkeler de olsa , geldiğimiz ülkenin emekçilerinin daha iyi bir yaşam ve çalışma şartlarına kavuşması bizim sorunlarımızın çözümüne de katkı sunacaktır.
Türkiye’den Avrupa’ya işçi göçünün üzerinden geçen 50 yılda, iktidara gelen bütün hükümetler, Avrupa’da yaşayan emekçilerin dövizlerinden başka hiçbir şeyleriyle ilgilenmediler. Avrupa ülkelerindeki sorunlarımız, sürekli suistimal edilerek, yeni soygun kapıları aralandı. Hükümet ve muhalefet partilerinin başkanları bu seçimler için de çeşitli Avrupa ülkelerinde yaptıkları toplantılarda bol bol vaadlerde bulundular. Bunların en ‘önemlisi’ de, ‘Avrupa’da yaşayan Türkiyelilerin bulundukları ülkelerde Türkiye seçimleri için oy kullanmaları’ idi. Her seçim döneminde aynı oyun oynanıyor.
Yaşam merkezi olarak Avrupa ülkelerini seçen Türkiye kökenli emekçilerin, Türkiye seçimlerinde oy kullanması, yaşadıkları ülkelerde var olan hiçbir sorununu çözmeyecektir. Ama Türkiye seçimlerine ilgi, Türkiye’deki demokrasi güçlerini güçlendirdiği ölçüde, soyguncular yakamızdan düşebilir. Bugün Türkiyeli emekçilerin yaşadıkları ülkelerde politik yaşama daha ilerden katılmaya daha fazla ihtiyaçları var; bulundukları ülkelerde seçme-seçilme, değişik uluslardan emekçilerle birleşmeye ihtiyaçları var. Ve Avrupa’da yaşayan emekçilerin Türkiye’den kaynaklanan sorunları, Türkiye’de emekçilerin sorunlarını çözmeyi kendine görev edinen politikalar ve politikacılarla çözülecektir!
‘EMEK, DEMOKRASİ ve ÖZGÜRLÜK BLOĞU’nu DESTEKLİYORUZ!
12 Haziran seçimlerine, Türkiye’nin demokratikleşmesi, işçi ve emekçilerin hakları ve halkların eşit bir şekilde yaşaması için mücadele eden birçok kurum ortak bir blok oluşturarak giriyor. Blok birleşenleri adına yapılan açıklamada, ‘Halk temsiliyetini gasp eden yüzde 10 seçim barajını statükocuların başına yıkmak için, Türkiye’nin tüm ezilen ve sömürülen kesimlerinin temsiliyetini meclise taşımakta kararlıyız. Bunun için bağımsız adaylarla seçime giriyoruz. Tüm eşitsiz koşullara ve anti-demokratik engellere rağmen, ‘Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu’ olarak güçlü bir temsiliyet sağlamakta kararlıyız.’ . ‘Türkiye’de demokratikleşmenin önünü açmak, emeğin sosyal ve ekonomik haklarını gerçekleştirmek, güçlü bir demokratik muhalefeti yaratmak için mücadelemizi birleştiriyoruz. Emeğin haklarından, demokrasi ve özgürlükten, barıştan yana tüm güçleri; her dilden, her inanç ve kültürden halkımızı da ‘Emek, Demokrasi ve Özgürlük Blok’u etrafında birleşmeye çağırıyoruz!‘ deniliyor.
Bu bloğun seçim bildirgesine ve ortak taleplerine bakıldığında, bugünkü Türkiye’nin sorunlarına cevap verdiği, işçi ve emekçilerin haklarının bu taleplerin gerçekleşmesiyle genişleyeceği, halkların eşit koşullarda yaşayabileceği, demokratik bir Türkiye’yi oluşturmanın olanaklarını bağrında taşıdığı görülebilir.
İşçi ve emekçiden, yoksul halkların özgürleşmesinden yana olan herkesin bu birliğin güçlenmesi ve önüne koyduğu hedefleri başarması için elinden geleni yapması; nerede yaşadığından bağımsız olarak, emekçilerin olanaklarını güçlendirecektir. Tüm emekçileri, ‘Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğunu’, bloğun ortak taleplerini desteklemeye çağırıyoruz!