Türkiye’de günlerdir üzerinde konuşulan, büyük beklentiler yaratan AKP’nin “Demokrasi Paketi” nihayet Başbakan Erdoğan tarafından 30 Eylül’de açıklandı. Paketin içeriğine bakıldığında çözüm getirmek bir yana; ülkenin temel demokrasi sorunlarının yanına lafızda bile yaklaşamadığı görülüyor.
Pakette, ülkenin demokratikleşmesi bakımından olmazsa olmaz önemde olan Kürt sorunu, laiklik, örgütlenme, söz ve basın özgürlüğü gibi temel hak ve özgürlüklere ilişkin bir yaklaşım olmadığı gibi, laiklik meselesini daha da ağırlaştıran bir yaklaşım gösterilmiştir.
Açıklandığı haliyle paketin başta Kürtler ve Aleviler olmak üzere emekçi halkın demokrasi beklentilerine yanıt vermek değil, AKP’nin, halkın gözünde “değişimin partisi” imajını yeniden tazelemek üzere düzenlenmiş bir ortaoyunundan ibaret olduğu ortadadır. Denebilir ki, son olarak Kürt sorununda uyguladığı baskıcı politikalar, Gezi direnişi ve ardından gelişen toplumsal muhalefeti bastırmak için kullandığı yol ve yöntemlerle yıpranmış olan otoriter, baskıcı görüntüsüne yeni bir makyajdan başka bir şey değildir bu paket.
Bu nedenle böylesine bir paketin Türkiye ve Avrupa’da “demokrasi paketi” diye sunulması doğru değildir.
AKP hükümetinin gerçek anlamda demokratikleşmeyi sağlamadığı Avrupa kamuoyuna ve Avrupa’da yaşayan Türkiye kökenli göçmenlere anlatmak çok daha büyük bir önem taşımaktadır.
30 yılı aşkın bir süredir Almanya’da aynı zamanda Türkiye’deki emek, demokrasi ve barış sürecini destekleyen federasyonumuz DİDF, gerçek bir demokrasi ve tam hak eşitliği gelene kadar Türkiye’deki emek ve demokrasi güçleriyle dayanışmasını güçlü bir şekilde sürdürmeye devam edecektir.
DEMOKRATİK İŞÇİ DERNEKLERİ FEDERASYONU (DİDF)
YÖNETİM KURULU