Türkiye’den Almanya’ya işçi göçünün üzerinden tam 50 yıl geçti. 1. Kuşağın ‘geçici bir süre için’ başlayan Almanya yolculuğu, arkasında acılar, korkular, hayal kırıklıkları kadar, umutlara ve sevinçlere de tanıklık etti, yeni kuşaklar ortaya çıktı… 50 yıl sonra 3 milyondan fazla Türkiye kökenli Almanya’nın ayrılmaz bir parçası haline geldi…
Geride kalan bu zaman içinde hükümetler, göçmenlerin uyumu ve ihtiyaçları, yerli halkla kaynaşması için olumlu bir çaba sarfetmediği gibi, uzun yıllar göç gerçeğini inkar eden, göç ve göçmenleri hep bir ‘sorun’ gibi gösteren, etnik ve dini değerleri öne çıkartarak önyargıları ve kutuplaşmayı körükleyen politikalar izlediler. Aradan 50 yıl geçmesine rağmen, halen hukuksal eşitlik sağlanmadı. Seçme-seçilme hakkı tanınmadı. Vatandaşlığa geçiş daha da zorlaştırıldı. Bu koşullarda göçmenlerin entegre olmadıklarını söylemek, samimiyetsizlikten başka bir şey değildir.
Emekçilerin birliğini güçlendirelim!
Ancak hayatın akışını kimse durduramadı…Senelerdir uygulanan ırkçı-ayrımcı politikalara ve Türk hükümetlerinin alın terimize el koyma çabalarına rağmen, emekçilerin birliği ve ortak yaşamı yönünde önemli adımlar atıldı. Bugün birlikte yaşamı inşa etmek için daha fazla olanağa sahibiz. İşyerlerinde, okullarda, sendikalarda; hayatın her alanında
yerli emekçilerle kurulan ilişkiler ve burada doğup büyüyen kuşaklar bunun yegane temelini oluşturmaktadır.
Birliği emekçiler olarak bizler güçlendirmeliyiz. Çünkü bugün, dünden daha farklı ve karmaşık sorunlarla karşı karşıyayız. Ekonomik krizle birlikte çalışma ve yaşam koşullarımız daha da zorlaşırken; biz emekçileri dini ve etnik kökenlerimize göre bölüp-parçalama politikaları da hız kazanıyor. İşsizlik, geçim sıkıntısı, gelecek korkusu artık daha fazla emekçinin kapısını çalmaya başladı; Sağlık, eğitim, emeklilik ve sosyal haklar konusunda biz emekçiler, gençler ve kadınlar aleyhine her gün yeni kesintiler yapılıyor. Bütün bu politikalara ‘dur’ diyebilmek için; yerli ve göçmen emekçiler olarak, din-dil-ırk ayrımı gözetmeden, her zamandan daha fazla birliğe ihtiyaç duymaktayız!
Bu birlik, geride bıraktığımız 50 yıllık emeğin üzerinde inşa etmeye çalıştığımız geleceğimizi korumanın; gençlerimizin, çocuklarımızın eğitim
ve meslek olanaklarının genişletilmesinin; işsizlik ve yoksulluk girdabından kurtulmanın; savaşsız-ömürüsüz, çevrenin tahrip edilmediği bir dünya-
nın; ırkçı-faşist çetelerin güçlenmesini önlemenin; ayrımcı yasaların kaldırılmasının; din-dil-ırk ayrımı yaparak emekçileri bölmeye çalışanların geri püskürtülmesinin ilk adımıdır.
Bireyciliğin yüceltildiği, kişisel çıkarlar uğruna herşeyin mübah sayıldığı, aynı sosyal kimliği taşıyanlar arasında “işçi-işsiz”, “genç-yaşlı”, “yerli-göçmen” gibi bölünme ve rekabetin körüklendiği günümüzde emeğiyle geçinen bizlerin tek gücü, örgütlü olmak ve aramızdaki dayanışmadır.
Bu dayanışmayı ve birliği güçlendirmek için hepinizi 18 Haziran’da, Essen Grugahalle’de, Almanya’nın dört bir yanından gelecek yerli ve göçmen emekçilerle, 50. Yıl Şenliği’nde buluşmaya davet ediyoruz…