Avusturya Villach’taki DİDF Gençlik Kampı, gençlerin dayatılanı ret etmeye ve geleceğini eline almaya muktedir olduğunu gösteriyor.
Her yaz başta sendikalar olmak üzere birçok kurum ve kuruluş gençlik kampları düzenler. Bu kurumların ellerinde devasa olanaklar olmasına rağmen kamplara katılacak genç bulmakta zorluk çektiklerini katılanlardan öğreniyoruz.
DİDF Gençlik de yıllardan beri kamp düzenliyor. Çoğu kamp Almanya ile sınırlı kalırken bazen de bu yıl olduğu gibi Avrupa çapında gençlik kampları yapılıyor. Bu yılki kamp Avusturya’da Almanya, Avusturya ve Fransa DİDF Gençlik örgütleri tarafından düzenlendi.
Kamp yeri tam bir doğa harikası. Villach yakınlarındaki Millstaetter Gölü Avrupa çapında tanınan bir kamp yeri. Her tarafı yeşile bezenmiş dağlarla kaplı. Etkinliklerden zaman bulup da biraz yükseklere çıktığınız, doğanın sessizliğine kendinizi kattığınız da; ‚cennet dedikleri yer burası olmalı’ diyesiniz geliyor.
Toplumun geleceği olan gençlik heyecan, coşku, cesaret, atılganlık, öğrenme, değiştirme özellikleriyle dikkat çeker. Bu özelliklere çok daha fazlası eklenebilir. Bu nedenle baskı, sömürü, savaş ve haksızlıklara karşı, daha özgür bir yaşam için mücadele edenler gençliği kazanmaya özel önem verirler.
DİDF Gençlik, gençliği kazanan geleceği kazanmaya aday olur bilinciyle Türkiye kökenli gençleri yaşadıkları ülkelerdeki toplumsal sorunlara daha duyarlı hale getirmek, geleceğini kendi eline alması ve yazgısının işçi sınıfının yazgısıyla aynı olduğunun farkına varmasına yardımcı olmak için çaba harcıyor. Şimdiye kadar düzenlenen tüm kamplar bu perspektifle ele alındı.
Bu kampa gelince; kampa gelen otobüslerden inen gençler alkışlar ve sloganlarla karşılandı. Kucaklaşmalar, kısa sohbetlerin ardından çadırlara yerleşip açılış etkinliğine katılma telaşı dikkat çekmekteydi.
On gün sürecek kampta yöneticiler açık oylamayla seçildi. Kürsüye çağrılan her aday sanki yılların politikacısıymış gibi göreve talip oluşunun nedenini anlattı. Gülüşmeler, alkışlar arasında kamp komitesi seçildi.
Gençler kendi yetenek ve ilgi alanlarına göre seçtikleri çalışma gruplarında disiplinli bir şekilde hazırlanıyorlar. Zira kampın son gününde harcanan emeğin ortaya çıkardığı ürünler sergilenecek.
‚Yoksulluk ve Gençlik’, Sendikal Çalışma’, ‘Irkçılık ve Milliyetçilik’, ‘İşçi Sınıfının Dünya Görüşü’, ‘Sosyalizm’ seminerlerinde soruyorlar, sorguluyorlar, öğreniyorlar, öğretiyorlar. Dolu dolu geçen seminerlerin sonundaki en önemli soru hangi kitapları okumaları gerektiği…
.İnsan yaşamının en hızlı yanı olan düşünme ve hayal etme, gençliğin sorunları aşmasında hızlı davranmasına neden oluyor. Kamp komitesindeki gençler pratik bir çalışmanın içinde olduklarından tüm ayrıntıları ele alıyorlar. Komite toplantıları neredeyse sabahlara kadar sürüyor.
Otobüsler yalnızca 180 kişi alabildikleri için Venedik için çıkarılan listede maalesef kesintiye gitmek gerekiyor. Almanca, Türkçe, Kürtçe türkülerle Venedik’e gidilip geliniyor. Parasız pulsuz gençler Venedik sokaklarında; ‚Tschau Bella’ diyorlar.
Kaos ortamından kurtulup on gün boyunca doğanın kucağında, dolu dolu kolektif bir yaşam sürdürmek ne güzel! Harika bir tablo olan kampımızın tüm ayrıntılarını anlatmak imkansız. Genç olmak cesaretli davranmaktır, genç olmak haksızlıklar karşısında kararlıca durmaktır. Genç olmak yeşilin derinliklerinde güm gümleyen kızıllığın peşinden koşmaktır. Gururla söyleyebiliriz ki tüm bunlar kampımızda var olan şeyler.
300’den fazla genci bir araya getirmek, on gün boyunca kardeşlik sofrasında hep birlikte özgürlük türküleri söyletmek her herkesin harcı değildir. DİDF Gençlik, Türkiyeli gençliğin ana kitlesinin sorun ve ihtiyaçları doğrultusunda örgütlenmesini sürdürüyor. Geleceği önceden görebilme bağlamında sezgisel gücü yetkin olan işçi ve emekçi gençlik, kendine dayatılanı aşmaya muktedirdir. DİDF Gençlik Kampı da bunun basit ama anlamlı bir örneğidir.