Japonya’da deprem ve tsunamiden sonra enerji tekellerinin kâr hırsı milyonlarca insanın yaşamını ve doğayı tehdit ediyor. Nükleer felaket tehlikesi bütün dünyada endişe yarattı. Yaşanan felaketin ardından, dünyanın dört bir yanında nükleer santrallerin kapatılması talebi yükseliyor. 14 Mart Pazartesi günü Almanya’nın değişik şehirlerinde yapılan etkinliklere 110.000 kişi katıldı.
‘EN GÜVENLİ’ DENİLEN NÜKLEER SANTRALLER KONTROL EDİLEMİYOR!
Deprem ve tsunamiden sonra Japonya halkını yeni bir felaket daha bekliyor. Milyonlarca insan dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiş nükleer felaketle karşı karşıyalar. 6 reaktörlü Fukuşima santralinde tsunamiden sonra soğutma araçlarının devre dışı ve acil durum jeneratörlerinin su altında kalması sonucu dört reaktörde “denetimli zincirleme reaksiyonu” son bularak “denetimsiz zincirleme reaksiyonu” başladı. Reaktörlerde yaşanan patlamalar ve yangınlar sonucu, ölümcül radyoaktif dalgalar yayılmaya başladı. Kısacası gelinen yerde durdurulması neredeyse imkânsız olan bir nükleer felaket süreci başladı. Sonuçlarının ne olacağı, felaketin etki alanlarının nerelerle sınırlı olacağını tahmin etmek bile hala mümkün değil.
ENERJİ TEKELLERİNİN PARA HIRSI, İNSANLIĞI YOK EDECEK!
“Teknolojik olarak dünyanın en gelişmiş ülkelerinin başında gelen Japonya’da bu nasıl olabilir” sorusu ancak enerji tekellerinin aşırı kâr hırsıyla açıklanabilir. Fukuşima santralini kuran ve işleten TEPCO tekeli Japonya’da kötü bir üne sahip. Nükleer santrallerde çıkan kazaları sürekli gizleyen, politikacılara rüşvet vererek ılımlı yasaların çıkmasını sağlayan ve gerekli önlemleri almayan bir tekel olarak biliniyor. Bu tekelin kısa sürede azami kâr yapma hırsı nedeniyle şimdi milyonlarca emekçi nükleer bir felaketle karşı karşıyalar. Silah sanayisinden sonra en azami kar getiren alanlardan birisi olan nükleer enerji sektörü, bütün dünyada aynı yöntemlerle çalışıyor. En güvenilir ilan edilen ülkelerde bile, her sene halka duyurulmayan birçok kaza vb. yaşanmakta.
TEPCO TÜRKİYE’Yİ DE YAKACAK!
Japonya’da yaşanan felaketin ardından nükleer enerjinin en kararlı savunucuları bile, göstermelik de olsa, nasıl önlem alınacağı, ne zaman nükleer enerjiden vazgeçilmesi gerektiği konusunda açıklamalar yapmak zorunda kalırken, Türkiye Başbakanı Erdoğan, nükleer santralleri kararlı bir şekilde savunmayı sürdürdü. Sinop da yapılacak santral, bu felaketin sorumlusu olan şirket tarafından yapılması bile Erdoğan’ı hiç rahatsız etmiyor. Japonya felaketinin ardından, deprem bölgesi olan bir ülkeye nükleer santral yapılmasını savunmanın tek bir anlamı vardır, para kazanma hırsı ve halka karşı sorumsuzluk. Nasıl olsa felaketin altında kalanlar çoğunlukla emekçi, yoksul halk.
ALMANYA’DAKİ NÜKLEER TEHDİT
Peki, 17’si aktif toplam 34 nükleer santralin olduğu Almanya’da durum nedir? Alman enerji tekellerinin de Japon TEPCO’dan farkı yok! EON, RWE, Vattenfall ve ENBW tekelleri de nükleer tesislerde yaşanan onlarca kazayı gizlediler. Son 30 yıl içinde toplam 4000 kaza yetkililere bildirilmiş. Sadece bildirilen kazalar bile nükleer tesislerin ne kadar tehlikeli olduğunu gösteriyor.
Altı ay önce enerji tekellerinin kasasına ekten 20 milyar Euro kâr getirecek olan “atom sözleşmesini” imzalayan ve en eski tesislerin bile yıllarca çalıştırılacağına güvence veren hükümet, emekçilerin giderek artan tepkisini bastırmak için en eski 7 santrali üç aylığına geçici olarak kapattı. Tepkilerin yatışmasını ve eyalet seçimlerinin geçmesini bekleyen CDU/CSU/FDP hükümeti, bu süre geçtikten sonra ya bu tesislerin yeniden çalışmasına izin verecek ya da bunların yerine geri kalan nükleer tesislerin daha yüksek kapasitede ve daha uzun süre işletilmesine izin verecek.
Herhangi bir kaza olmadan bile doğaya ve insana zarar veren bu tesislerin hepsi derhal kapatılmalıdır. Aşırı kâr hırsıyla hareket eden enerji tekelleri çoğu kez en basit önlemleri bile “pahalıya gelir” diye almamaktalar.
Kendimizin, çocuklarımızın ve gelecek nesillerin güvenliği ve sağlığı için bütün Türkiyeli emekçileri önümüzdeki günlerde yapılması planlanan nükleer karşıtı eylemlere katılmaya çağırıyoruz.
Milyonlarca insanın sağlığını ve geleceğini hiçe sayan tekellerin ve hükümetinin geri adım atması, yerli ve göçmeniyle işçi ve emekçilerin birlikte mücadelesinden geçer.
– Nükleer santraller kapatılsın!
– İnsan ve çevre sağlığını hiçe sayan enerji tekelleri tazminatsız kamulaştırılsın!
– Yenilenebilir, alternatif enerji kaynakları teşvik edilsin