25 Haziran günü insanların dini ve milli duygularını istismar eden ırkçı-faşist bir grup tarafından Viyana DİDF derneğine ve demokrasi güçlerine yapılan saldırıları şiddetle kınıyoruz. Saldırının arkasında olan güçlere, provokasyonlarına derhal son vermeleri çağrısında bulunuyoruz. Demokrasi ve barış, halkların kardeşliği ve emekçilerin birliği için, baskıya, sömürüye ve faşizme karşı mücadelemizin hiçbir koşulda engellenemeyeceğini herkesin bilmesini isteriz.
Bu Viyana’da yaşanan ilk saldırı değil. 1 Mayıs eylemlerinin ardından da buna benzer bir saldırı gerçekleşmişti. Saldırganların attığı sloganlara bakıldığında, saldırının arkasında esas olarak kimlerin olduğu da açıkça görülmekte. Saldırganlar bir yandan “Allahu Ekber”, diğer yandan “Recep Tayyip” diyerek saldırıları gerçekleştiriyorlar.
AKP hükümeti emekçileri bölmeye çalışıyor!
AKP hükümeti belirli bir dönemdir, Türkiye’de uyguladığı ırkçı-gerici, anti demokratik, otoriter-kutuplaştırıcı politikalarını Avrupa’da yaşayan Türkiye kökenliler arasında da yaygınlaştırmaya çalışmakta. Bunun için yüzlerce istihbarat elemanı, özel görevlendirilmiş kışkırtıcı-provokatif güçler, camilerde, milliyetçi-şoven derneklerde mevzilenerek, emekçileri demokrasi güçlerine karşı kışkırtarak, “vatan-millet söylemleri” üzerinden kendi politikalarına yedeklemeye çalışmakta. Emekçi düşmanı ve ayrımcı politikalarını güya “vatanın ve milletin çıkarları” olarak lanse ederek, gerçekteyse zenginlerin kasalarının dolmasını, Türkiye’nin bütün olanaklarının bir avuç zengin ve emperyalist ülkeler tarafından yağmalanmasını sağlamaktadırlar. Bunların yurt dışında yaşayan emekçilerin işsiz kalmalarına, eğitim sorunlarına, yoksullaşmasına karşı bir açıklama yaptıkları asla görülmemiştir. Esas amaçları emekçileri bölerek, sermayenin daha rahat sömürmesini olanaklı kılmaktır.
Provokasyonları boşa çıkaralım-birliğimizi güçlendirelim!
Yaşanan bu saldırı, sadece Türkiye kökenli emekçileri bölmeye değil, aynı zamanda Avusturya’da değişik uluslardan emekçilerle birlik olma, ortak yaşama olanaklarımıza da zarar verecektir. Avusturya polisinin saldırı anını izlemesi, saldırgan çeteye yönelik hiçbir önlem almaması da bu açıdan dikkat çekicidir.
Yaşadığımız ülkede senelerdir devam eden kurumsal ırkçılık da esas olarak, emekçilerin birliğini engellemek içindir. Diğer taraftan Türkiye kökenli gericilerin gerçekleştirdiği bu saldırı, aynı zamanda bu ülkedeki ırkçı-faşist örgütlerin ekmeğine de yağ sürmektedir. “Göçmenlerin suçlu ve sorunlu oldukları” şeklindeki propagandalarına malzeme yaparak, önyargıları arttırmaya çalışacaklardır.
Avusturya ve Avrupa’nın birçok ülkesi Türkiye kökenli emekçilerin yaşam merkezi olmuştur. Milyonlarca insan, bu ülkelerde geleceklerini kurmaya çalışıyor. İşsizlikle-yoksullukla-ırkçı politikalarla boğuşmak zorunda kalıyor. Türk devleti ise bu politikaların sonuçlarını da suiistimal ederek, bir yandan ‘yurt dışındaki Türklerin koruyucusu, hamisi, babası’ rolünü oynarken bir yandan da her fırsatta onların alınteriyle sağladığı birikimlere el koymaya çalışıp, ‘yolunacak kaz’ muamelesi yapıyor. AKP’nin kendisinin bile ‘yeşil sermaye’ mağdurlarından çalınan paralarla finanse edildiği hala hafızalardadır. Bunun için, AKP hükümetinin politikalarına destek vermek, karanlık güçlerin hazırladığı provokasyonlara dahil olmak, faşist girişimleri desteklemek, en fazla işiyle, emeği ile geçinen emekçi vatandaşlarımıza zarar verecektir.
Irkçılığa ve faşizme karşı mücadeleyi güçlendirelim!
Avrupa’nın değişik ülkelerinde mücadele eden Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonları olarak, kurulduğumuz günden itibaren ırkçı-faşist girişimlere, katliamlara karşı kararlı mücadele sürdürdük, sürdüreceğiz. Solingen’de, Mölln’de emekçilerin yakılmasına karşı alanlara çıktığımız gibi, Sivas ve Roboski katliamlarına karşı da alanlara çıktık. Türkiye kökenli emekçilerin bulundukları ülkelerde, işsizliğe, yoksulluğa, ırkçılığa karşı, eşit ve kardeşçe bir yaşam mücadelesine katılmasını, din-dil-ırk ayrımı gözetmeden emekçilerin birleşerek, kendi gelecekleri için birlikte hareket etmesini sağlamaya çalışıyor.
Aynı zamanda, Türkiye’deki tüm emekçilerin de eşit-özgür ve insanca yaşayabileceği, halkların ve inançların eşit ve kardeş sayılacağı, halkın söz sahibi olduğu bir Türkiye için mücadele eden demokrasi güçlerini ve ülkenin bir avuç zengine ve emperyalist güçlere peşkeş çekilmemesini savunanları destekliyor. Çünkü inanıyoruz ki, demokratik bir Türkiye, Türkiye’de yaşayan halklar kadar, bizlerin de bu ülkelerdeki yaşamını kolaylaştıracaktır.
DİDF olarak tüm emekçileri, gerici güçlerin provokasyon girişimlerini boşa çıkarmak için sağduyulu olmaya, yerli ve göçmen emekçiler olarak birliğimizi güçlendirmeye, her renkten sermayenin ırkçı-gerici, emekçi düşmanı politikalarına karşı el ele vermeye çağırıyoruz.
Almanya Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (Almanya-DİDF)
Avusturya Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (Avusturya-DİDF)
İsviçre Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (İsviçre- DİDF)
Hollanda Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (Hollanda-DİDF)
Fransa Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (Fransa-DİDF)
Londra Türk-Kürt Dayanışma Merkezi (DAY-MER)