Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde CDU-FDP koalisyon hükümeti Polis Yasasını olağanüstü sertleştirmeyi planlıyor. Hükümet, parlamentoda görüşülmesine başlanılan yasa tasarısını yaz tatilinden önce yürürlüğe koymak istiyordu. Ancak gelen yoğun tepkiler nedeniyle yaz sonrasına bıraktı. Hazırlanan yasa tasarısı evrensel hukuk kurallarını ayaklar altına alarak, polisin ırkçı-ayrımcı tutumlarını teşvik etmeyi, insanların en doğal demokratik haklarını kısıtlamayı hedeflemekte.
Yeni yasa demokratik haklarımıza yönelik şu saldırıları içermekte:
-
“Yakın (terörist) tehlike” ve “tahmini terör“ terimlerinin polisiye işlemlere alınmasıyla birlikte polise sadece şüpheden yola çıkarak kişiyi kimlik tespiti için 7 güne kadar veya terörist tehlikeyi engelleme amaçlı 1 aya kadar mahkeme önüne çıkarmadan gözaltında tutabilecek.
-
Elektronik kelepçeler sadece şüphe üzerine mahkeme kararı beklenmeden takılabilecek.
-
Her polise şok cihazı verilecek.
-
Polise istediği alanı, semti, kişiyi veya grubu sadece fiziki ve ırksal görünüşü gözönünde bulundurarak kontrol edebilecek.
-
Polis istenilen alanlara kamera cihazlarının daha yoğun bir şekilde kurulması
-
Devlet “truva virüsü“nü her istenilen alete gönderilebilme, bilgisayar veya akıllı telefonları, mail ve mesajları her an okuma, arşivleme ve hatta içeriğini değiştirilebilme yetkisi
-
Suç engelleme gerekçesiyle insanlar arası ilişki ve kontağı bile engelleme yetkisi ve bir yerde durabilme hakkının polis memurunun kişisel görüşüne bırakılması
2017 senesi Almanya‘da son 25 yılın en az suçun işlendiği yıl oldu. Buna rağmen bir çok eyalet hükümeti, polis yasasını sertleştirmek istiyor. Bu yol Almanya‘nın tamamen bir polis devleti olmasını sağlayacaktır ve insanları kontrol altına almayı hedefliyor. Bu yasa başta göçmenler olmak üzere, hükümetin işsizlik,yoksulluk,ırkçılık gibi politikalarına karşı çıkan her kesimin yaşamı daha da zorlaştırılacaktır.
Yasayla senelerdir göçmenlere yönelik uygulanan ırkçı-ayrımcı yasaların ve hükümet politikalarının sonucu olarak, toplumda göçmenlere yönelik oluşan ön yargılar daha da derinleştirilecek, toplumda göçmenlerin daha fazla suç işlediği algısı yaratılarak, ırkçı-faşist hareketlerin gelişmesinin zemini güçlendirilerek, AfD gibi ırkçı partilerin daha da güçlenmesini olanaklı kılacaktır
Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu olarak bu yasanın geri çekilmesini talep ediyor, tüm göçmenleri yasanın durdurulması için süren mücadeleye katılmaya çağırıyoruz. Yasanın durdurulması için yerli emekçilerin kurum ve kuruluşlarıyla, sendikalar, partiler ve değişik örgütlerde oluşturduğumuz birliğe herkesi destek vermeye çağırıyoruz. Irkçı-ayrımcı politikaları ve yasaları ancak yerli emekçilerle birleşip mücadele ederek engelleyebiliriz. Irkçı ve ayrımcılığın, faşist hareketlerin yükselişte olduğu bir süreçte sokağa çıkmak, bu yasayı protesto etmek geleceğimiz için hayati derecede önemlidir.
Herkesi 7 Temmuz 2018 günü saat 13.00 de DGB Haus, Friedrich-Ebert-Straße 34-38, Düsseldorf da başlayacak yürüyüşe katılmaya çağırıyoruz.
Bildiri için tıklayınız: