Günümüzde de savaşlar dünyayı kasıp kavuruyor. Ortadoğu’dan Afrikaya, Asya’ya Latin Amerika’ya kadar savaşlar dünyanın dört bir yanını gözyaşı ve kan deryasına çeviriyor. Acı ve gözyaşının dinmediği günümüzde barış, hala insanlığın gerçekleşmeyi bekleyen bir özlemi olmaya devam ediyor. Çünkü dünyayı yöneten devletler ve büyük sermaye sahipleri kendi çıkarları uğruna yeni kanlı savaşlar kışkırtmaya devam ediyorlar. Çünkü yaşadığımız Avrupa’da da yoksul dünya devletlerinde de yöneticiler halkın yarattığı serveti eğitim, sağlık, barınma, beslenme gibi ihtiyaçlar için değil ölüm makinası silahlar üretmek veya satın almak için kullanıyorlar. ABD başta olmak üzere, NATO üyesi devletler türlü yalanlarla gerekçelendirdikleri kanlı bir işgalle Afganistan’da, Irak’ta, Libya’da ve daha birçok ülkede kan dökmeye devam ediyorlar. Türkiye’de de Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yollarla çözülmesi için beslenen umutlar, Türk ordusunun bir haftadır gerçekleştirdiği saldırılar nedeniyle yeniden solmaya başladı. 1 Eylül 1939 faşist Almanya’nın Polonya’ya saldırısıyla başlayan İkinci Dünya Savaşı’nın yıldönümü onyıllardır Dünya Barış Günü olarak kutlanıyor. Bu yılki Dünya Barış Günü’ne işte bu manzara eşliğinde giriyoruz. İnsanlık tarihi barışın sadece istemekle gelmeyeceğini defalarca gösterdi; barışa ihtiyaç duyanlar, barışı elde etmek için mücadele etmedikçe o bir özlem olarak kalmaya, başta işçi ve emekçiler olmak üzere halkın hayat şartları daha da kötüleşmeye devam edecektir. Öyleyse tüm emekçileri, gençleri ve kadınları, küçük büyük, önemli önemsiz demeden Almanya’da barış adına atılan adımlara katılmaya, bu çabaların aktif bir parçası olmaya, destek vermeye çağırıyoruz. Almanya’nın birçok kentinde, barış ve demokrasi yanlısı kuruluş ve inisiyatifler tarafından düzenlenen barış eylemlerine katılarak, hükümetin savaş, kan ve gözyaşı getiren kararlarına hayır diyelim. Irkçı-faşist partilerin 1 Eylül Dünya Barış Günü’nü kendi çıkarları uğruna istismar etmelerine birlikte karşı çıkalım.
Am 1. September für Frieden auf die Straßen gehen!
Mit dem Übergriff der deutschen Wehrmacht auf Polen begann am 1. September 1939 der Zweite Weltkrieg, dem über 60 Millionen Menschen zum Opfer fielen. Seit Jahrzehnten ist deshalb der 1. September als Antikriegstag fester Bestandteil der Friedensbewegung. Auch in diesem Jahr ist der Antikriegstag ein wichtiger Tag für die Friedensbewegung.
Denn weltweit zetteln führende Weltmächte neue Kriege an. Unter dem Vorwand der Terrorismusbekämpfung geht der Krieg in Afghanistan unter Beteiligung der Bundeswehr unvermindert weiter. In Libyen wird die Zivilbevölkerung bombardiert und die Rufe nach Einsatz der Bundeswehr werden immer lauter. Nach der jüngsten Offensive der türkischen Armee auf Nordirak schwinden die Hoffnungen für eine friedliche Lösung der kurdischen Frage immer weiter.
Diese aktuellen Beispiele der Kriegspolitik stellen auch heute eindeutig unter Beweis, dass die kriegsführenden Staaten für die Bewahrung bzw. Durchsetzung eigener Interessen über Leichen gehen. Während sie unter dem Vorwand der Krisenbewältigung den Sozialabbau forcieren, werden Milliarden für Rüstung ausgegeben. Die Rüstungsausgaben von Ländern wie USA oder Deutschland beträgt das das 40-fache der Ausgaben für die Bekämpfung von Hunger. Diese Beispiele zeigen aber auch die steigende Notwendigkeit des Engagements für den Frieden. Heute ist es notwendiger denn je, für den Frieden aufzustehen und den Kriegstreibern das Handwerk zu legen. Wir, die Föderation Demokratischer Arbeitervereine (DIDF), rufen alle friedensliebenden Menschen mit und ohne Migrationshintergrund auf, sich an den Aktionen am 1. September zu beteiligen. Zeigen wir gemeinsam, dass wir uns damit nicht abfinden, dass die Teilnahme der Bundeswehr an Kriegen zur Normalität wird. Und verhindern wir gemeinsam, dass die Nazis wie in Dortmund den Antikriegstag für eigene Zwecke mißbrauchen.