Federal İstatistik Dairesi tarafından önceki gün yapılan bir açıklamaya göre, 2008 yılında 682 bin kişi Almanya’ya göç etti. Bunların 574 bin kişisi yabancılardan oluşuyor.
Genellikle göç alan bir ülke olarak bilinen Almanya, artık önemli oranda göç veren bir ülke haline geldi. Federal İstatistik Dairesi tarafından önceki gün yapılan bir açıklamaya göre, 2008 yılında 682 bin kişi Almanya’ya göç etti. Bunların 574 bin kişisi yabancılardan oluşuyor. Aynı yıl içerisinde 738 bin kişi ise Almanya’dan göç etti. Göç edenlerin 563 bin kişisi de Alman vatandaşı olmayan göçmen. Böylece, geçen yıl Almanya nüfusu sadece göç nedeniyle 56 bin kişi azaldı. Geçen yıl Almanya’yı toplam 174 bin 759 Alman vatandaşı terk etti.
1984 yılından bu yana dışarı göç edenler gelenlerden daha fazla oldu. Almanya’ya göç edenler en çok Berlin ve Kuzey Ren Vestfalya eyaletlerine geliyor. Göç yolu ile Polonya, Romanya, Türkiye, Macaristan ve Bulgaristan ülkelerinden gelenler ön sırada yer alıyor.
Almanya’dan göç edenlerin en çok gittiği ülkelerin başında ise Polonya, ABD, İsviçre ve İspanya geliyor.
KALİFİYE ELEMANLAR GİDİYOR
Almanya’dan başka ülkelere göç eden Almanların çoğunun daha çok kalifiye elamanlar olduğuna dikkat çekiliyor. Çalışma ve yaşam koşullarından ötürü İsviçre, İngiltere, ABD ve İskandinav ülkelerine giden kalifiye Almanların sayısında artışın olduğu belirtiliyor. Almanya ise sürekli AB dışından yüksek kalifiye elaman getirmeye çalışıyor.
Almanya’dan göç edenlerin daha fazla olması nedeniyle, AB dışından kalifiye göçmenler için koşulların daha da kolaylaştırılması gündeme geldi. Söz konusu kişilerin Alman ve AB vatandaşlarıyla aynı koşullarda iş bulmalarına olanak tanınması istendi.
Bütün girişimlere rağmen geçen yıl 470 bin kişi AB dışından gelerek iş buldu.
ALMANYA’NIN GÖÇMENE İHTİYACI VAR
İstatistik Dairesi tarafından açıklanan veriler, Almanya’nın ekonomik krize rağmen demografik nedenlerden ötürü göçmene ihtiyaç duyduğunu gösteriyor. Daire yetkilileri tarafından yapılan açıklamada, ülkenin sadece yüksek ve orta düzeyde kalifiye elemanlara değil, düz işçilere de ihtiyaç duyduğunu dile getirdi. Bu alanların başında hizmet sektörü ile bakım işleri gösterildi.
DOĞU AVRUPA’YA KAPILAR AÇILACAK MI?
Uzmanlar, Almanya’nın bu ihtiyacını daha çok AB üyesi olan ancak serbest dolaşım hakkını alamayan Doğu Avrupa ülkelerinden karşılaması üzerinde duruyor. Mayıs 2004’te üye olan 10 AB üyesi ülkenin vatandaşlarına serbest dolaşım hakkı 2011 yılına kadar sınırlandırılmıştı.
‘GÖÇMENSİZ GÖÇ ÜLKESİ’
İstatistik Dairesi’nin verilerini değerlendiren Tübingen Üniversitesi Göç Uzmanı Karl Heinz Meier-Braun, Almanya’yı “Göçmensiz göç ülkesi” olarak tanımladı. Büyük koalisyon hükümeti döneminde Almanya’nın göç ülkesi olduğu gerçeği temelinde olumlu adımların atıldığını ifade eden Meier-Braun, örnek olarak Uyum Zirvesi ve İslam Konferansı’nı gösterdi. Meier-Braun, buna rağmen göçmenlerin ülkeye gelişinin önüne bir çok engelin çıkarıldığına da dikkat çekti.
DAĞDELEN: AYRIMCILIK GÖÇ ETMEYE YOL AÇIYOR
Sol Parti Federal Parlamento Grubu Göç ve Uyum Politikası Sözcüsü Sevim Dağdelen ise yüzbinlerce insanın Almanya’dan göç etmesini izlenen sosyal politikalar ve ayrımcı uygulamalara bağladı.
Almanya’ya gelen bir çok göçmenin daha sonra geri dönme kararı aldığını ifade eden Dağdelen, “Göçmen çocukların eleyici eğitim sisteminde yeterli derecede Almanca bilmedikleri için “sonderschule’lere gönderilmesi ya da aynı düzeyde olduğu halde başka bir okula önerilmesi kimseyi şaşırmıyor. Yine 1990’ların ortasından itibaren devam eden göçmen gençlerin meslek eğitim yeri bulamaması da göç etmeye neden oluyor. Yine iş piyasasında göçmenler yerlilerden iki kat daha şansız” dedi. Dağdelen, Federal Hükümetten göçmenlere eşit hakların tanınması için adım atmasını talep etti.