Ulm’lu arkadaşlarımız dört yıl önce çocuk şenliği fikrini ortaya attıklarında sözleri çok fazla dikkate alınmadı. Hatta, “herşeyi yaptık bir de çocuk şenliğimi kaldı” türünden ‘solcu’ yaklaşımlar da olmadı değil. Ancak doğruda ısrar etmenin, Alman kurum ve kuruluşlarını çalışmalara ortak etmenin olumlu sonuçlarını dört yıldır hep birlikte görüyoruz.
Ve dört yıldır her Kasım ayında Ulm Dostluk Derneği, ‘Gemeinsam Statt einsam-Yalnız değil birlikte’ çağrısıyla başarılı bir çocuk şenliği gerçekleştiriyor. ‘Başarının nedeni nedir?’ sorumuza, dernek yönetimi hep bir ağızdan, “çalışmayı, daha başından itibaren birlikte yapma ve yaşlısından gencine, çocuklara kadar çok sayıda insanı kolektif bir tarzda işe ortak edebilmekte” diye yanıt veriyor.
Ulm kenti nüfusuna oranla Almanya genelinde göçmenlerin en yoğun yaşadıkları kentler arasında ilk sıralarda yer alıyor. Belediye de bu gerçekliğin farkında. Bu yüzden, kaynaşmaya yardımcı olan değişik kültürel aktivitelere sınırlı da olsa destek vermekte. Ücretsiz olarak tahsis edilen Eselberg salonu, şenliğin afişlerinin şehrin değişik yerlerine izinli asılması, propagandanın okullara taşınmasına yardımcı olma vs. gibi.
Yaklaşık bir aydır süren yoğun çalışmaların, yapılan hazırlıkların ardından geçtiğimiz günlerde bir kez daha başarılı bir çocuk şenliğine tanık olduk. Çocuklar daha saat 12 olmadan, anne babalarıyla neşe içinde güle oynaya salonda toplanmaya başladılar. Dünyanın değişik yörelerinden, Uzakdoğulusu, Afrikalısı, Avrupalısı beş yaşından yetmişine kadar 600 kişi programı sonuna kadar izlediler.
Dostluk Derneği adına Almanca açılış konuşmasını yapan Nurcan Çok, farklı uluslardan yüzlerce çocuğun ve ailenin biraraya gelmesinden mutlu olduklarını, amaçlarının önyargıları yıkmak ve ortak yaşamı güçlendirmek olduğunu söyleyerek, “çocuk ve gençlerin birlikte olabilecekleri alanları çoğaltmak gerekir” dedi.
Salonu girenler, karşılarında tam bir panayır havası buluyordu: Bir tarafta ressam Şükrü Kılınç eşliğinde resim yapan çocuklar, diğer tarafta Hüpfburg (zıplama kalesi) içinde göğe zıplayan çocuklar, her biri bilge havasında satranç oynayanlar… Masalarda sohbetler eşliğinde keyifle çocuklarını izleyen anne babalar. Bir ara bütün çocuklar ‘eller havaya’ denilerek sahne önünde zumba dansına davet edildiler.
Çocuk sirki derneği “Sarando”nun gösterisi de, şenliğin ilgiyle izlenen aktiviteleri arasındaydı. Sihirbazlık gösterisinin ardından bu kez dernek bünyesinde çalışmalarını sürdüren saz korosu Anadolu’nun değişik yörelerinden parçalar okudular.
Havada uçuşan balonlar ve ağlaşan çocuklar. Komşu bölge Geislingen Gençlik Derneği de çocuk halk dansları ile sahne aldı etkinlikte. Çocuk şenliğinde görev alan hemen herkesin gözünde sevinç belirtileri belli oluyordu. Yaptığı işten, elden ettiği başarıdan haz duymanın sevinç belirtileriydi bunlar.
Ulm derneğimizin gerçekleştirdiği çocuk şenliği, diğer bölgelerimize örnek teşkil edecek nitelikte bir çalışma. Derneklerimizi basma kalıp çalışmalardan çıkarıp, sadece kendi üyelerinin ihtiyacını gözetmeyip, geniş ve kapsayıcı bir perspektifle yaklaşan, içinde bulunduğumuz dönemin özelliklerini dikkate alan, otuz yılı aşkın deney ve birikimin ışığında yenilenerek ilerlemeyi hedeflediğimizde başarılı olmamak elde değil.
Ulm ve başkaca birçok çalışmamız sadece basit birer örnektirler. Çocuklarımızın, gençlerimizin ve DİDF üyelerinin eseri olan bu güzel şenlik yazımızı Nazım Usta’nın dizeleriyle noktalayalım:
Hakkındır yaramazlık.
Dik duvarlara tırman
yüksek ağaçlara çık.
Usta bir kaplan
gibi kullansın elin
yerde yıldırım gibi giden bisikletini..
Ve din dersleri hocasının resmini yapan
kurşun kaleminle yık
Mızraklı İlmihalin
yeşil sarıklı iskeletini..
Sen kendi cennetini
kara toprağın üstünde kur.
Ali Çarman