Almanya’da AKP hükümeti tarafından kurdurulmuş bir dernek olan Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD), Almanya ve Avrupa’da yaşayan vatandaşları önümüzdeki 7 Temmuz günü „Demokrasiye Saygı Mitingi“ adı altında gösteriye çağırıyor.
Peki, AKP hükümetinin memuru olarak faaliyet gösteren bu dernek vatandaşlardan ne istiyor, neden böyle bir gösteri düzenliyor?
UETD’ye göre, Avrupa ve Almanya’da yaşayan Türkiyeli göçmenler, AKP hükümetine ve Başbakan Erdoğan’a destek verirlerse, „çok yaşa hükümetin, çok yaşa Erdoğan“ derlerse, „demokrasiye saygı göstermiş, sahip çıkmış“ olacaklar!
Peki bir ayı aşkındır çoluk çocuk demeden kendi halkına biber gazı, tazyikli su, jop ve kurşun sıkarak şiddet uygulayan AKP hükümeti değil midir!
Demokratik tepkilerini ortaya koymak için Taksim’den Kızılay’a, Çorum’dan Mersin’e, İzmir’den Hatay’a sokağa çıkan milyonlarca insan halk değil midir!
Bir aydır süren gösterilere müdahele ederek 4 kişiyi öldüren, 11 kişiyi kör eden, 8 binden fazla insanı yaralayan polise ‚emri ben verdim ne olacak’ diyen bu başbakan değil midir!
Kendini eleştiren, politika ve uygulamalarına itiraz eden yüzbinleri, milyonları „marjinal, terörist, çapulcu“ ilan edip, „yabancı güçlerin komplosuna alet olmakla“ suçlayan bu hükümet değil midir!
Halkın eleştiri ve isteklerini demokratik bir tepki olarak kabul etmeyip, her fırsatta gerilimi tırmandırmaya çalışan, toplumu kamplaşmaya-kutuplaşmaya iten ve „ya benim dediğim olacak ya benim dediğim olacak“ dayatmasında bulunmak, demorkasiyi ayaklar altına almak demek değil midir!
UETD eğer Türkiye’de yaşanan olaylarla ilgili bir söz söyleyecek, bir çağrıda bulunacaksa önce bu soruların cevabını vermeli; önce kendisi demokrasiye saygı göstermelidir.
UETD, “sessiz çoğunluğun sesini tüm dünyaya duyurmak için” çağrı yapıyor; hiç merak etmesin, bütün dünya Türkiye’de olan bitenleri haftalardır izlemekte, polisin-hükümetin kendi halkına yaptığı zulme tepki gösterip halka destek vermekte.
GERİLİMİ TIRMANDIRMAYIN, HALKI KARŞI KARŞIYA GETİRMEYİN!
Türkiye’de yaşananlar elbette hayatını Avrupa ülkelerinde sürdüren Türkiye kökenli insanları da doğal olarak yakından etkiliyor, ilgilendiriyor. Burada faaliyet gösteren her dernek, kurum olaylara ilişkin görüş, düşünce ve tepkilerini dile getiriyor… Türkiye’de yaşanan polis şiddeti ve hükümetin dayatmacı tutumu, Avrupa ve Almanya’nın birçok kentinde bir aydır irili ufaklı protesto eylemlerine konu oluyor.
Açıklama yapmak, gösteri düzenlemek elbette her insanın, kurumun, derneğin doğal hakkıdır; ancak burada sorun mağdur olanın mı, yoksa mağdur edenin mi yanında olduğunuzdur! Halka destek vermek için mi, yoksa halkla inatlaşıp ona zulmedene destek vermek için mi sokağa çıktığınızdır!
Bir ‘sivil toplum örgütü’ olduğunu iddia eden UETD, hükümete şimdiye kadar en küçük bir eleştiri yöneltmemiş, hükümet ne dediyse, ne istediyse onu uygulamayı görev bilmiş bir kuruluş olarak, şimdi de Ankara’dan gelen talimatla Almanya’da insanları sokağa çağırıyor; üstelik haksız olana, halkı gazla-jopla terbiye etmeye çalışan bir hükümete destek vermek adına!
Türkiye’deki hükümet, Avrupa’da yaşayan vatandaşların kendisini desteklediği görüntüsünü vermek için böyle bir şov yapmaya ihtiyaç duyuyor. UETD’nin konsolosluklar ve DİTİB gibi dernekleri kullanarak yapacağı bu eylemin, halkın gönüllü ve içten gelen bir eylemi olmadığı açıktır. Zira, bir aydır Avrupa ve Almanya’nın değişik kentlerinde yapılan hükümeti protesto gösterileri karşısında rahatsız olan hükümet, kendi uzantısı olan kurumlara, “ne duruyorsunuz siz de sokğa çıkıp bizi desteklediğinizi gösterin” direktifi vermiştir. Ancak kimsenin burada yaşayan halkı kutuplaştırmaya, dini ve etnik değerleri kullanarak gerginliği tırmandırmaya hakkı yoktur. “AKP’ye oy vermeyenlere düşman gözüyle bakmayı propaganda eden hükümet ve onun uzantıları bilmelidir ki, şu ya da bu nedenle AKP’ye oy veren vatandaşlar, hükümetin her dediğini gözü kapalı yapacak; haksızlığa-yanlışlığa göz göre göre ‘doğru-haklı’ demeyecektir.
Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF) olarak, “hükümetin değil halkın yanındayız; zulmedenin değil mağdur edilenin tarafındayız; biz, sizin koltuğunuzun askeri değiliz; sizin çıkarlarınıza göre değil aklımızla-vicdanımızla harekete ediyoruz” diyen bütün vatandaşları, 7 Temmuz’da çağrısı yapılan bu eyleme katılmamaya; Alevi-Sunni/Türk-Kürt ayrımı üzerinde tırmandırılmak istenen gerginlik ve kutuplaştırma çabalarına ‘hayır’ demeye çağırıyoruz.