6 Kasım Perşembe günü 3. Entegrasyon Zirvesi gerçekleşecek. 2006 yılında ilki gerçekleşen zirveden bu yana Merkel Hükümeti uyumu teşvik etme doğrultusunda tek bir adım atmamıştır. Aksine her zirvenin ardından yeni zorluklar yürürlüğe konulmuştur. Her iki zirvede de entegrasyon üzerine bol bol laf edildi. Oluşturulan çalışma grupları tarafından binlerce sayfayı bulan raporlar ve çözüm önerileri hazırlandı. Sonuç ise içler acısı…
O günden bu yana somut olarak vatandaşlığa geçiş ve aile birleşimi koşulları olağanüstü kötüleştirildi. Göç Yasası’nda sertleştirilen bir çok madde daha ağır uygulanmaya başladı. Burada doğup büyüyen, iş bulamayan gençlerin oturma müsaadeleri uzatılmamakta, oturma hakkı almak isteyenlerden vatandaşlığa geçişten daha da ağır şartları yerine getirmesi istenmekte.
Eğitim alanında tespit edilen eksiklikleri düzeltme doğrultusunda hiç bir adım atılmadı. Yapılan kısıtlamalar eğitimin kalitesini daha da düşürdü. Bütün bunlara ek olarak ırkçı-faşist saldırılarda da gözle görülür artışlar yaşandı.
Sayın Merkel’e soruyoruz: Sorunların çözümüne katkı sunmayan bu zirveleri neden topluyorsunuz? Göçmenler bu tutarsız politikaların farkında değil mi?
Bu oyunu boşuna oynuyorsunuz. Entegrasyon konusunda samimi olmadığınızı herkes biliyor.
Peki bu oyuna araç olan ‘göçmenler ve göçmen örgütleri’, siz bu iki yüzlü politikanın daha ne kadar aracı olacaksınız? “Biz zirvede ve çalışma gruplarında talepleri dile getiriyoruz” diyerek, sorumluluktan kurtulamazsınız.
Oyalamaktan vazgeçin, somut adım atın!
Hükümetin göçmenlerin ‘temsilcileriyle’ görüş alışverişinde bulunması elbette ki önemli bir olay. Ancak bu alışveriş bir işe yararsa bir anlam ifade edebilir. Aksi milyonlarca insanla dalga geçmektir. Bunun için hükümete somut çağrımız, uyum ve ortak yaşamı teşvik edecek, göçmenleri bu ülkenin bir parcası olarak değerlendirecek küçük de olsa somut adımlar atmasıdır. Hükümeti göçmenleri ekonomiye yarayan ve yaramayanlar olarak ayırmaktan vazgeçerek, bu ülkede yaşayan herkese eşit haklar tanımak için adımlar atmaya çağırıyoruz.
Bunun ilk adımı da:
– Vatandaşlığa geçişin önündeki engeller kaldırılmalı, Almanya’yı yaşam merkezi kabul eden herkese vatandaşlık hakkı tanınmalıdır.
– Aile birleşimini zorlaştıran bütün uygulamalar geri alınmalıdır.
– Politik katılımı teşvik etmek için Almanya’da yaşayan herkese seçme ve seçilme hakkı tanınmalıdır!
– Eğitim sistemi değiştirilerek her çocuk gibi göçmen çocukların da eğitimde başarılı olması teşvik edilmelidir.
– Irkçı-faşist örgütler yasaklanmalı, ırkçılığa karşı, birlikte yaşamı teşvik edecek programlar hayata geçirilmelidir.
Entegrasyon Zirvesi’nin samimiyeti ve güvenilirliği bu vb. somut adımların atılmasına bağlıdır. İki zirvenin gösterdiklerine bakılırsa; hükümet bu doğrultuda adım atmak istemiyor. Bunun için tüm kurum ve kuruluşları başta bu talepler olmak üzere, yerli ve göçmenlerin birlikte, eşit ve özgür koşullarda yaşayabileceği bir Almanya’nın yaratılması için ortak hareket etmeye çağırıyoruz!