Faşizm düşünce değil insanlık sucudur!
NSU cinayetlerinin ortaya çıktığı 4 Kasım 2011’in birinci yıldönümü nedeniyle Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DIDF) tarafından yapılan açıklamada, cinayetlerin en kısa sürede açıklığa kavuşturulması, katillerin suç ortaklarının cezalandırılması, güvenlik birimlerindeki uzantılarının ortaya çıkarılması ve bir daha böylesi cinayetlerin yaşanmaması için ırkçılığa ve yabancı düşmanlığına karşı her türlü önlemin alınması çağrısı yapıldı.
DIDF Genel Başkanı Özlem Alev Demirel yaptığı açıklamada şunları söyledi: NSU tarafından işlenen korkunç cinayetlerin ortaya çıkısının üzerinden tam bir yıl geçti, ancak hala cinayetleri işleyenlerin arkasında kimlerin olduğu açıklığa kavuşturulmadı. Devletin istihbarat örgütleri ve Nazi örgütler içine yerleştirildiği ileri sürülen ajanların olaylarla ilişkisi konusundaki birçok soru da cevapsız kaldı. Anayasayı Koruma Kurumu dosyalarının kaybolması ve bilgilerin kamuoyundan gizlenmesi politikasıyla güvensizlik yaratıldı. Cinayetlerin en kısa süre içinde hiçbir şeyin karanlıkta kalmadan açıklığa kavuşturulmasını, suçluların cezalandırılmasını ve bir daha böylesi cinayetlerin olmaması için her türlü önlemin alınmasını talep ediyoruz“ dedi.
“NSU’nun cinayetlerinin korkunçluğu aradan bir yıl geçmesini rağmen hala tüyler ürpertiyor. Bu da faşizmin bir düşünce değil insanlık suçu olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Önümüzdeki Aralık ayında eyalet içişleri bakanları, NPD yasağının yeniden gündeme getirilip getirilmeyeceği konusunda karar verecekler. Sadece NPD yönetici kadrolarıyla NSU arasındaki ilişki bile bu saldırgan Neonazi partinin yasaklanmasının doğru yolda atılacak ilk adım olduğunu ortaya koyuyor. Ancak yasaklama sembolik olarak kalmamalı, bunu sağa karşı mücadelede etkili başka adımlar izlemelidir“ diyen Demirel, NSU cinayetlerine bağlı olarak Almanya’da yaşayan göçmenlerin kendilerini güven içinde hissetmediklerine, İçişleri Bakanlığı’nın ‘başlattığı Kayıp’ kampanyasıyla göçmenlere güven vermek yerine önyargıları kışkırtıp yaralara tuz serptiğine dikkat çekti.
DIDF Genel Başkanı Demirel son olarak “Bu türden kampanyalar yerine karşılıklı önyargılar yok edilip ortak yaşam güçlendirilmelidir. Göçmenlerin hukuki ve toplumsal açıdan eşit haklara sahip olması karşılıklı güvene dayanan barış içindeki bir ortak yaşamın vazgeçilmez koşuludur” dedi.