DİDF’e bağlı Almanya’nın güneyindeki şehirlerde faaliyet sürdüren dernekler; “Almanya ve Avrupa’da işçi sınıfı hareketi, sahip olduğumuz mevziler ve görevlerimiz” başlıklı bir toplantı gerçekleştirdi. Ulm, Geislingen, Göppingen, Stuttgart, Karlsruhe, Mannheim ve Nürnberg’ten kırktan fazla işyeri işçi ve sendika temsilcisi ile işçilerin katıldığı toplantıda sorular sorulup cevaplar arandı. IG Metall Esslingen binasındaki toplantının açılış konuşmasını gazetemiz Yeni Hayat yazarlarından Serdar Derventli yaptı.
Derventli, “Kapitalizmin kendi işleyiş yasaları gereği zaman zaman kriz sürecine girip daha önceleri normal olan birçok şeyi hemen rafa kaldırabiliyor. Bir yanda muazzam denebilecek üretim ve fazlalık diğer yanda kazanılmış hakların, sosyal hakların bir bir yok edilmesi kriz dönemlerinde daha belirginleşir” diyerek yaptığı konuşmasında Avrupa’nın birçok ülkesinde yaşanan gelişmelerin de bunu açıkça gösterdiğini söyledi. Başta Kıbrıs olmak üzere, Yunanistan, Portekiz, İspanya ve İtalya’daki işçi-emekçi hareketinin neden geliştiğine dikkat çekti. Almanya’nın ise sendikaların geri tutumları ve daha önceleri piyasaya sürülen paketlerle krizden en az zararla çıktığını belirtti. “Sermaye ve hükümetleri sorunları kökten çözemediler ve sadece ertelediler. Önümüzdeki süreçte yeni bir öncekinden daha büyük bir kriz durumunun kapının eşiğinde beklediğini unutmayalım” diyerek konuşmasını sürdürdü.
Toplantıda, Avrupa’da hareketin bu kadar yaygın ve kitlesel olmasına rağmen Almanya da neden zayıf olduğu ve kapitalizmde işçilerin korkuları, emek hareketinin zayıflıkları ve nedenleri uzunca tartışıldı. Ancak ne olursa olsun sınıf bilinçli işçinin her koşulda içinde bulunulan dönemin özelliklerini de dikkate alarak mücadelenin geliştirilmesi, dayanışmanın güçlendirilmesi için çaba sarf etmesi gerektiği vurgulandı.
MÜCADELEYİ İLERLETMEK İÇİN DAHA ÇOK ÇABA
Toplantının ikinci bölümünde, tek tek işyerlerinin durumu ve örgütlü işçilerin sahip olduğu mevziler üzerinde duruldu. Bir sendika temsilcisinin “işçiler arasında işini kaybetme korkusu var” vurgusuna birçok kişi de, “tabii ki olacaktır” diyerek bunun aşılmaz olmadığına dikkat çeken konuşmalar yaptılar. Bir başka işyeri temsilcisi de sendikacıların vurdumduymaz tutumlarından dolayı işçilerin giderek sendikalara güvenmediğini anlattı. VMF İşyeri İşçi Temsilcisi Hüseyin Öncü ise kendi işyerlerindeki gelişmeleri ve atılacak her adımda işçilere danışılmasının ve işçilerin kendi gelecekleri için birleşmesinin altını çizdi.
Porsche’den katılan bir işçi de sendikalardan şikâyet etmek yerine işçileri bilinçlendirmenin ve sendikaya sahip çıkmanın önemini vurguladı.
1 MAYIS’A GÜÇLÜ KATILIM ÇAĞRISI
Kırkın üzerinde işçinin katıldığı toplantı baştan sona tartışmalı ve canlı geçti. Katılımcılar kendi önlerine yeni yeni görev ve sorumluluklar koydular. Toplantının bitimine doğru ise yaklaşan 1 Mayıs gündeme alındı.
1 Mayıs gösteri ve mitinglerine güçlü katılımı sağlamak içinr çalışmalara şimdiden başlanılması gerektiğine vurgu yapılan konuşmalarda, eetal işkolunda devam eden TİS görüşmelerinin yanı sıra kiralık işçilerle ilgili taleplerin gündeme getirilmesi kararlaştırıldı.
Toplantıda ayrıca önümüzdeki dönem güney bölgesi otomobil sektörü işçilerinin katılacağı özel bir toplantı yapma kararı da alındı.