NRW’de yabancı üniversite öğrencilerine yöneltildiği ortaya çıkan ‘vicdan soruları’nın kapsamının tahmin edilenden daha geniş olduğu ortaya çıktı.
Geçen hafta içinde Münster Üniversitesi’ndeki yabancı öğrencilere yabancılar dairesinde, terör örgütlerine üye olup olmadıkları, ABC silahlarını tanıyıp tanımadıkları, potansiyel olarak tehlikeli görülen ülkelere yolculuk yapıp yapmadıkları şeklinde sorular yöneltildiği ortaya çıkmıştı. Ancak, Cumartesi günü Die Welt gazetesi söz konusu soruların sadece yabancı üniversite öğrencilerini kapsamadığı, oturum almaya giden bütün yabancıların söz konu-su sorularla muhatap kaldığını yazdı. Konuyla ilgili soruları yanıtlayan Kuzey Ren Vestfalya Içişleri Bakanlığı, geçtiğimiz sonbahardan beri eyalet çapında vize ile Almanya’ya gelen ve oturumunu uzatmak isteyen bütün yabancılara ‘vicdan soruları’nın yöneltildiğini açıkladı. Içişleri Bakanlığı Sözcüsü Ludger Harmeier, “Vize uygulanan tüm ülkelerden gelen yabancılara sorular yöneltiliyor” dedi. Aylardır uygulamada olan sorular, Müster Üniversitesi’nin itiraz etmesi üzerine ortaya çıkmıştı.
Vize ile gelen ve oturum almak için başvuruda bulunan yabancılara yöneltilen sorular gizli tutuluyor. Harmeier, bu konuda gelen eleştirilere, “Başka seçeneğimiz yok” demekle yetindi. Oturum başvurusunda bulunan ve hiç bir hazırlığı olmayan yabancılara yöneltilen soruların bir kopyasını almak da yasak. Sorulara yanıt vermekte zorlanan, hatırlamakta güçlük çeken ya da yanıtlamak istemeyenlerin oturumunun genellikle uzatılmadığı tahmin ediliyor. Güvenlik gerekçesiyle özellikle Müslüman ülkelerden gelen yabancıların ‘vicdan testine’ tabi tutulmasına karşı çıkan Münster Üniversitesi Yabancı Öğrenciler Temcilciliği, Eyalet Içişleri Bakanlığı’nın bu haksız uygulamasına karşı mahkemeye başvuruda bulunmaya hazırlanıyor.
Bakanlık Sözcüsü Harmeier, prosedür gereğince oturum başvurusu yapan ve vize uygulanmakta olan ülkelerden gelen herkese söz konusu “terör” ve “güvenlik” ile ilgili soruların yöneltildiğini belirterek, bu sorulara yanlış yanıt verenlerin daha sonra problemlerle karışılacağını, oturumlarının da kolay bir şekilde iptal edilebileceğini belirtti. “Soru katalogunu anlamı verilen yanıtlar içerisinde yanlışı bulmak olacaktır” diyen bakanlık sözcüsü, kişilerin verdikleri bilgilerin güvenlik birimleri tarafından incelendiğini kaydederek soruların amacını ise şu cümle ise özetledi: “Biz herkese oturum vermek istemiyoruz.”
Oturum için başvuran yabancılara yönelik soruların yasal dayanağı ise SPD-Yeşiller Hükümeti tarafından 2004’te yürürlüğe konulan Göç Yasası’nda bulunuyor. Harmeier’in verdiği bilgiye göre Baden-Württemberg, Berlin ve Bavyera eyaletlerinde de benzer bir uygulama var. Almanya’da oturum biçimlerini yeniden düzenleyen Göç Yasası’nın 5. Maddesi’nde, “Oturum verilecek yabancının sınırdışı edilmesine neden olacak, Almanya’nın çıkarlana zarar verecek ya da tehlikeye düşürecek bir nedenin olmaması” gerektiği ifade ediliyor. Yasanın 54. Maddesi’nde ise oturum almak için yanlış beyanda bulunanların oturumlarının iptal edilmesi gerektiği yer alıyor. Yabancılar daireleri, ayrıca hiç kimseye sormadan yabancılar hakkındaki bilgileri Federal Kriminal dairesi, Federal Haberalma Dairesi (BND) ve Federal Anayasayı Koruma Örgütü’ne verebiliyor. Özellikle BND tarafından terör zanlısı olarak nitelendirilen kişilere oturum verilmesini zor olduğu ifade ediliyor. Ancak, güvenlik adına sorulan sorularla, oturum başvurusunda bulunan bütün yabancılar potansiyel suçlu muamelesi görerek, açık bir şekilde kriminelleştiriliyor.