Türk hükümetinin 19 Kasım cumartesi gecesi Irak ve Suriye’deki Kürt bölgelerine başlatmış olduğu hava saldırılarında birçok kişi yaşamını yitirdi. Türk devletinin ‘terörizme’ karşı olduğunu ileri sürdüğü bu saldırıların hiçbir haklı gerekçesi olamaz. Bu saldırılar uluslararası hukuka, insan haklarına aykırıdır; Kürt halkının geleceğini yok etmeye yönelik insanlık suçudur ve derhal durdurulmalıdır.
Taksim’de karanlık güçler tarafından patlatılan ve asıl faillerinin bilerek karartılmaya çalışıldığı bomba gerekçe gösterilerek başlatılan bu saldırılar, esas olarak AKP ve MHP iktidarı ömrünü uzatmak, kaybettiği meşruiyetini şiddetle tesis etmek için daha önce de pek çok kez olduğu gibi başvurduğu savaş politikalarının bir parçasıdır. Sıkıştığı, siyaseten iflas ettiği ve yönetemediği her dönemde Türkiye halklarına, emekçilerine, ezilenlerine yönelik şiddet yöntemlerine sarılan AKP-MHP iktidarı, aynı yıkıcı politikaları bölge halklarına da dayatmaktadır.
IŞİD YENIDEN GÜÇLENEBILIR!
Rojava halkı büyük bedeller ödeyerek, IŞİD’in bölgede zayıflatılmasına en fazla katkı sunan güçtür. Kürt halkına yönelik devam eden bu saldırılar, IŞİD başta olmak üzere El Nusra ve benzeri örgütlerin güçlenmesine de olanak sağlamaktadır. Türkiye’nin işgal ettiği Afrin’de din istismarcısı bu örgütlerin bölgeye hâkim olmak için büyük bir çatışma içerisinde olduğu bilinmektedir. Bütün karartma girişimlerine, gerçeği örtbas etme çabalarına rağmen ortaya çıkan ilk işaretler Taksim saldırısının da bu güçler tarafından gerçekleştirildiğini göstermektedir.
AB VE ALMANYA IKI YÜZLÜ!
AKP-MHP hükümetinin başlatmış olduğu bu saldırı karşısında AB ve Almanya üç maymunu oynayarak, bu katliam karşısında sessizliğini devam ettirmekte. Her fırsatta insan hakları, demokrasi, ‘batı değerleri’nden bahseden AB ve Alman hükümetinin demokrasi, insan hakları, savaş konusunda ikiyüzlü oldukları bir kez daha görülmüştür. Rusya’nın Ukrayna işgaline karşı gösterilen tepkinin kırıntısı bile gösterilmediği gibi, bu saldırıları onaylayarak suça ortak olmaktadır. Almanya ve AB bu ikiyüzlü politikalardan derhal vazgeçmeli, Türkiye’ye ve savaş bölgelerine silah göndermeyi durdurmalıdır. Bu hukuksuz saldırılar ve katliamlar mahkûm edilmelidir.
BARIŞIN VE KÜRT HALKININ YANINDAYIZ!
Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF) olarak, Kürt halkının demokratik taleplerinin kayıtsız-şartsız kabul edilmesinden yanayız ve sorunun savaşla değil barış ve diyalogla çözülebileceğini düşünüyoruz. AKP-MHP hükümetinin saldırılarına derhal son vermesi için herkesi, savaşa hayır diyerek, barışın sesini yükseltemeye çağırıyoruz.