20 Eylül Cuma günü çevrenin talan, tahrip ve yok edilmesine karşı, uluslararası eylem günü olarak ilan edildi. Dünyanın dört bir yanında milyonlarca insan sokaklara çıkarak, çevre politikalarının değişmesini talep edecek. Ağustos 2018’den bu yana her Cuma öğrencilerin sokaklara çıkarak, “Çevreyi yok etmeyin, geleceğimizle oynamayın” çağrıları eşliğinde yaptıkları gösteriler bütün dünyada ses getirdi. 13-15 yaşındaki gençler sorumluluk alarak, gelecek kuşaklara yaşanabilecek bir dünya bırakılması için 20 Eylü’de, “Annelerimiz ve babalarımızla, yaşlı-genç, kadın-erkek, yerli-göçmen hep beraber çevremize ve geleceğimize sahip çıkmak için sokağa çıkalım’ çağrısı yaptı. Bu çağrı sendikalardan partilere, çevre örgütlerinden barış örgütlerine kadar geniş bir kesim tarafından sahiplenildi. 20 Eylül’de yüzlerce örgüt herkese ‘çok geç olmadan, çevre için harekete geçme çağrısı yapıyor.
Çok geç olmadan…
Bugün herkes günlük yaşamında çevre tahribatının etkilerini derinden hissetmekte. Dünya üzerinde yaşam milyarlarca insan için her gün biraz daha zorlaşmakta. Havadan suya, yiyecekten sağlığa her alanda sorunlar derinleşmekte. Bilim adamları, çevre tahribatına bugün dur denmediğinde, dünyanın önemli bölümünün yaşanmaz hale geleceğini belirtiyor. Dünya ısısının 2 derece daha ısınmasıyla birlikte, milyonlarca insanın evinin barkının sular altında kalacağı, yiyecek içecek alanlarının yok olacağı, doğal afetlerin önlenemez boyutlara ulaşacağını, insanlığın bugün bilmediği binlerce yeni hastalıkların ortaya çıkacağını belirtmekte.
Çevreyi zenginler tahrip ediyor!
Bugün dünyayı tahrip eden gazların ve maddelerin önemli bölümü işyerlerinden, ticari araçlarından bırakılmakta. Daha fazla kar ve rekabet üzerine kurulu kapitalist sistemde, her zengin daha fazla kar elde etmek için hiçbir önlem almadan pisliklerini çevreye bırakmakta. Dünyanın yer altı kaynaklarına el koymak için, milyonlarca ağaç yok edilmekte, ırmaklar zehirlenmekte. Sözüm ona çevreyi koruma adına yapılan anlaşmalara hiç bir emperyalist devlet ve büyük tekeller uymamakta. Bir avuç zenginin daha fazla kar elde etmesi için, milyarlarca insanın geleceğiyle oynanmakta.
Çevre korunabilir!
Çevre tahribatına karşı yükselen tepkilere , hükümetlerin dile getirdiği en kolay çözüm önerisi, “herkes çevreyi temiz tutsun”, “daha az tüketelim”, “fazla plastik kullanmayalım”, “çevre vergisi koyalım” gibi çevreyi kirletenleri ve tahrip edenleri gizlemeye dönük öneriler olmakta. Herkesin çevresini koruması önemli, ancak kapitalistler kirletmeye, çevreyi talan etmeye devam ettiği sürece, bu gidişin durdurulabilmesi mümkün olmayacaktır. Bunun için havayı ve suyu kirleten şirketler acil önlem almaya mecbur edilmelidir. Ormanların, suyun rant ve kar için talan edilmesi yasaklanmalıdır. Bugün 132 ailenin elinde toplanan servet 3,5 milyar insanın malından mülkünden daha fazladır. Bu paralar insan sömürüsünün yanında, doğanın sömürülmesi, yok edilmesiyle oluşmuştur. Doğanın tamiri için gerekli bedeli de bunlar ödemelidir.
20 Eylül’de alanlara çıkalım!
Yaşanabilir bir dünyanın korunması için her geçen dakikanın çok önemli olduğu bir süreçten geçiyoruz. Dünyanın ve Almanya’nın bir çok kentinde 20 Eylül’de hükümetleri acil önlem alması için sokağa çıkacakların içinde bizlerde olalım. Gelecek nesillere yaşanacak bir dünya bırakmak , bugün adil olmayan sömürü düzenine karşı, yoksulluğun -doğal felaketlerin, savaşların olmadığı bir düzen için mücadele etmekle mümkün olacaktır. Yarın herkes için, özellikle de işçi, emekçi, yoksul halklar için geç olabilir.
DİDF Yönetim Kurulu
Bildiriyi indirmek için tıklayınız: