Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik başlatmış olduğu saldırıyı şiddetle kınıyor, saldırının derhal durdurulmasını talep ediyoruz. Putin’in saldırıyı haklı çıkarmak için gündeme getirdiği hiç bir gerekçe, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasına gerekçe olamaz. Rusya askerlerini Ukrayna’dan derhal geri çekmelidir.
Aylardır NATO ve batılı güçler tarafından da yürütülen savaş politikaları, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasıyla yeni bir boyuta ulaştı. Avrupa ikinci dünya savaşından sonra ilk defa daha yıkıcı bir savaşın eşiğine doğru hızla ilerlemekte. Rusya’nın Ukrayna’ya savaş açmasının esas nedeni, Lugans ve Donekst’de özerk bölgesinde yaşayan vatandaşlarının güvenliğini korumak olmadığı gibi, NATO ve batılı güçlerin de derdi Ukrayna halkı değildir. Esas olarak emperyalistler arasındaki pazar ve egemenlik kavgasıdır.
NATO ve ABD başta olmak üzere batılı emperyalist devletler bir yandan Rusya’yı askeri olarak kuşatma politikalarına devam ederken, Ukrayna’da da bir darbeyle batılı emperyalistlerin çıkarlarının savunucusu bir hükümet değişikliğini gerçekleştirdiler. NATO, ABD ve İngiltere Ukrayna’yı ve bölgedeki diğer ülkeleri en ağır silahlarla donatmaktadır. Başta ABD olmak üzere batılı güçler, 2015 senesinde imzalanan Minks 2 Anlaşması’nın Ukrayna tarafından uygulanmasını engelleyerek çatışma ortamını körüklemiştir.
Savaşın bedelini halklar ödeyecek!
Bugün Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısına karşı çıkan NATO ve batılı ülkelerin yönetimlerinin samimi olması mümkün değildir. ABD ve NATO ülkeleri Afganistan, Irak, Suriye, Yugoslavya gibi ülkelerde yaşanan savaşların baş aktörleri olmuştur. Milyonlarca insanın yaşamını yitirmesine neden olmuştur. Afganistan’da, Irak’ta yaşananların esas nedeninin enerji kaynaklarına sahip olma kavgası olduğu görüldü. Bedelini de halklar ödedi. Ukrayna merkezli çatışmanın esas nedeni de enerji kaynakları ve yollarına, yeraltı madenlerine sahip olma, yani pazara egemen olmaktır. Ukrayna üzerinden yürütülen kavganın bir yönü de, Avrupa pazarına ABD’nin LNG gazının mı yoksa Rusya’dan gelecek gazın mı satılacağıdır. Bu kavganın bedeli daha bu ülkelerde yaşayan halklara kesilmiş, enerji faturaları korkunç derecede artmıştır.
Halkların kardeşliğini güçlendirelim! Savaşa karşı çıkalım!
Bugün büyüyen savaş tehlikesini ancak savaştan hiç bir çıkarı olmayan işçiler, emekçiler ve halklar engelleyebilir. Bugün süren savaşı kim kazanırsa kazansın, esas kazananı sermaye sahipleri ve silah tekelleri olacaktır. Kaybedeni de halklar! Kavga Ukrayna’ya kimin egemen olacağı kavgasıdır. Ne insan hakları, ne de demokrasi kavgasıdır. Bundan ne Almanya’daki emekçilerin, ne de taraf olan diğer ülkelerdeki halkların çıkarı yoktur. Tüm emekçileri savaşa karşı durmaya, barışı savunmak için birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz. Çünkü savaş politikaları baskı ve sömürünün artması demektir.
Bu nedenle DİDF olarak acil olarak şunları talep ediyoruz:
- Rusya, Ukrayna’ya yönelik saldırılarını derhal durdurmalı, bütün askeri gücünü derhal geri çekmeli, yayılmacı politikalardan vazgeçmelidir!
- Çatışmalara son verilmeli, Minsk 2 Anlaşması temelinde diyalog ve müzakere süreci başlatılmalıdır!
- NATO‘nun, Doğu Avrupa’ya yaptığı askeri yığınak derhal durdurulmalı, bölgedeki bütün NATO askerleri ve silahları geri çekilmelidir!
- ABD, Avrupa’daki bütün askeri üslerini kapatmalı, askerlerini ve silahlarını geri çekmelidir!
- Doğu Avrupa silahsızlandırılmalı, ülkeler hiçbir askeri pakta üye olmamalıdır!
- Avrupa’daki bütün nükleer silahlar imha edilmelidir!
- Silahlanmaya ayrılan devasa bütçelere son verilmeli, ayrılan bütçeler eğitim ve sağlık başta olmak üzere halkın ihtiyaçlara harcanmalıdır!