“İleri demokrasi”, “Kürt açılımı” ve “12 Eylül Anayasası’nın aşılması” gibi kulağa hoş gelen birçok tanımlamaları dilinden düşürmeyen AKP hükümeti takkiyeci tutumunu sürdürüyor. Türkiye’nin aydınları arasında başlattığı “sürek avının” alanını genişletiyor ve koskoca ülkeyi bir korku imparatorluğuna dönüştürüyor.
Yayınlanmamış kitapların yazarlarını tutuklatarak demokrasiden ve kardeşlikten yana olan aydınlar üzerinde terör estiren AKP iktidarı en son olarak aralarında Anayasa Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Esra Büşranlı, yayıncı ve yazar Ragıp Zarakolu ve Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) yöneticilerinden Mustafa Avcı’nın da bulunduğu 44 kişiyi KCK operasyonu kapsamında tutuklattı.
Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) operasyonları adı altında, 2009’dan bu yana 7 bin 748 kişinin gözaltına alınmasını; 3 bin 895 kişininse “gelecekte dava tarihleri belirlenmeksizin” gözaltında tutulmasını ve tutuklamasını protesto etmek amacıyla internet üzerinden uluslararası katılıma açık başlatılan imza kampanyasına herkesi Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF) olarak katılmaya çağırıyoruz.
Metni imzalayanlar arasında dünyaca tanınmış akademisyenler ve aydınlar da bulunuyor. Bu isimlerden bazıları şöyle: Princenton Üniversitesi’nden uluslararası hukuk ve insan hakları profesörü Richard Falk, Columbia Ünivesitesi’nden antropolog Prof. Lila Abu-Lughod, Kanada Carleton Üniversitesi’nden Dr. Amy Bartholome, Amerikalı filozof Judith Butler, Türkiye doğumlu İngiliz yazar Musa Moris Farhi, Columbia Üniversitesi’nden Prof. Hamid Dabashi, Amerikalı gazeteci-yazar Prof. Maureen Freely, Kyoto Ritsumeikan Üniversitesi’nden Prof. Akira Maeda, Alman tarihçi Christoph K. Neumann, Hintli yazar Arundhati Roy .
İnternet üzerinden başlatılan bu kampanya ya herkesi katılmaya ve yaygınlaştırmaya çağırıyoruz. Kampanya ile ilgili bilgiler http://www.ipetitions.com/petition/detentionsinturkey/ alınabilir.
İngilizce olarak yayınlanan; Operasyonlarla bir korku atmosferi yaratıldığı belirtilen dilekçede şunlar dile getiriliyor:
* Uluslararası toplum, Başbakan Erdoğan ve partisi Adalet ve Kalkınma Partisi’nin geçtiğimiz iki yıldır Türkiye’de devam ettirdiği sözde “KCK operasyonları”na şu ana dek ilgisiz kaldı. “Terörle mücadele” kisvesi altında Erdoğan hükümeti, yargı, polis ve medyayı Türkiye’deki Kürt vatandaşların hak taleplerini destekleyen sivil aktivizmi cezalandırmak için kullanıyor. “KCK operasyonları” özellikle aktivistler arasında korku yaymak, toplumdaki fikir muhalefetini sessizleştirmek ve gerçekleştirilen keyfi gözaltıları normalleştirmek için tertiplenmiştir.
* Seçimle gelmiş belediye başkanlarının, entelektüellerin, sivil örgütlerin üyelerinin, gazetecilerin, üniversite öğrencilerinin, araştırmacıların ve akademisyenlerin hepsi bu zalim tutuma maruz kalmıştır.
* Gittikçe kötüleşen politik ortamda, Türk hükümetlerinin Kürt sorununu ele almasının keyfi ve otoriter karakterinin gün yüzüne çıkarılması acil bir görev haline geldi. Türkiye’de yaşayan herhangi bir vatandaşın Erdoğan hükümeti, yargı ve polis tarafından hedef alınabileceği bu zamanda; bu haberlerin yayılması ve uluslararası baskının yaratılması için yurtdışındaki arkadaşlarımız sesleniyoruz.
* Toplumsal korkunun, paranoyanın ve otoriter politikaların bulunduğu mevcut koşullarda asla barışa ulaşılamaz. Türk hükümetinin, “KCK operasyonları”nın bir parçası olarak gözaltına alınmış ve tutuklanmış kişileri serbest bırakması için baskı yapmak amacıyla ve Erdoğan hükümetinin sivil çabaları bastırmayı sonlandıracak dürüst vaatlerde bulunmasını sağlamak için lütfen bu dilekçeyi imzalayın.