NSU Davası müdahil avukatlarından Seda Başay-Yıldız’ın dört kez “NSU 2.0” adına tehdit edilmesi, ırkçıların ve yabancı düşmanlarının sadece görünen Neonazilerden ibaret olmadığını bir kez daha ortaya koyuyor. Devletin değişik kurumları içerisinde kümelenen ırkçı faşistlerin bir kısmı Frankfurt’ta polis teşkilatında açığa çıktı. Bir avukatı ve ailesini ölümle tehdit edecek düzeyde ileri giden ve ilk tehdidi gönderdikleri açığa çıkan polisler görevden alınmasına rağmen, tehditlerin devam etmesi, doğal olarak polis teşkilatı içinde ırkçı bir ağın olup olmadığı sorusunu gündeme getiriyor.
2000-2007 yılları arasında 8’i Türkiye’den, biri Yunanistan’dan olmak üzere 9 göçmeni ve bir Alman polisini katleden ırkçı terör örgütü NSU’nun işlediği cinayetlerden sonra emniyet görevlilerinin cinayetleri işleyenleri açığa çıkarma yerine kurban yakınlarını suçlayarak mağdur ettiği biliniyor. Beş yıl süren NSU Davası’nda bu polislerin neden bu şekilde hareket ettiklerine açıklık getirilmedi.
NSU Davası 12 Temmuz 2018’de bittikten sonra polis içinde ırkçı görüşleri savunanlar bu kez de, cinayetlerin arkasında kimlerin, hangi örgütlerin olduğunu, istihbarat örgütlerinin bu cinayetlere gözyumup yummadığını araştıran müdahil avukatları hedef haline getirilmesi kabul edilemez.
Bu aynı zamanda Almanya’nın NSU cinayetleriyle gerçek anlamda hesaplaşmadığını bir kez daha gösteriyor. Davada sanıkların çoğuna beklenenin altında ceza verilmesi, özellikle güvenlik teşkilatları içindeki ırkçıları cesaretlendirmiş gibi görünüyor. Eğer, cinayetlerde rolü olduğundan şüphe edilen istihbarat elemanlarıyla, soruşturma sırasında dikkatleri sürekleri göçmenlerin üzerine çekerek, katillerin rahatça hareket etmesini sağlayan güvenlik görevlileriyle bir hesaplaşma olsaydı, bugün ırkçı güvenlik görevlileri açıktan avukatları tehdit etme cesaretininde bulunmazlardı.
NSU cinayetleri ortaya çıktığı günden itibaren istihbarat örgütünden başlayarak bütün güvenlik birimlerinde ırkçı, yabancı düşmanı, ayrımcı anlayışlarla mutlak bir hesaplaşmanın zorunlu olduğunu ifade eden federasyonumuz, bugün de aynı çağrısını yeniliyor. Ülkede yaşayan bütün uluslardan ve inançlardan insanların güvenliğinden sorumlu olan güvenlik birimlerinde var olan her türlü Neonazi yapılanma derhal dağıtılmalıdır. NSU çetesini kollayanlar, katilleri destekleyenler hesap vermelidir.
DİDF olarak Neonazilerin açık hedefi olan başta Avukat Seda Başay-Yıldız olmak üzere, değişik şekilde tehditler alan NSU davası avukatlarıyla dayanışma içerisinde olduğumuzu belirtiyoruz. Her alanda ve düzeyde ırkçılık ve yabancı düşmanlığıyla mücadele için bütün antifaşist, demokrat kesimleri tehdit ve saldırılara tepki göstermeye çağırıyoruz. Türkiye kökenli göçmenler olarak geçmişte olduğu gibi bugün de Alman antifaşistleriyle sokakta ırkçılığa ve yabancı düşmanlığına sessiz kalmadığımızı göstermeye devam edeceğiz.
Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF)
Yönetim Kurulu
Köln, 08.02.2019