Almanya Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF) 21. genel kongresini Frankfurt’ta gerçekleştirdi. 21 Şubat Cuma günü sendika, siyasi parti ve sosyal hareket temsilcilerinin katılımıyla başlayan kongre, pazar günü yeni yönetim kurulunun seçilmesiyle son buldu. Hanau’da gerçekleşen ırkçı saldırıdan hemen sonra toplanan kongrede, Federal hükümetten bütün ırkçı örgütleri ve faşist propagandayı yasaklaması talep edildi.
Aralık 1980’de kurulan Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF) 21. genel kongresi geçtiğimiz hafta sonunda Frankfurt’ta yapıldı. 21 Şubat Cuma akşamı siyasi partiler, sendikalar ve sosyal hareketlerden temsilcilerin katıldığı etkinlikle başlayan kongre, Pazar günü yeni yönetim kurulunun seçilmesiyle tamamlandı. Kongrede ırkçılık, sağlık, konut, çalışma yaşamı vb. birçok sorun ve konu hakkında tartışmalar yürütülüp kararlar alındı.
Cuma akşamı Hanau’da bir ırkçı tarafından katledilen 9 kişi için yapılan saygı duruşuyla başlayan etkinliğe Alman Sendikalar Birliği (DGB) Hessen-Thüringen, Gıda Sendikası (NGG), IG Metall, IG Bau sendikalarının temsilcilerinin yanı sıra Sol Parti Federal Parlamento Milletvekili Sevim Dağdelen, Hessen eyalet parlamentosu SPD milletvekili Turgut Yüksel ve Sol Parti Hessen eyalet başkanı katıldı. Ayrıca Almanya barış hareketi temsilcileriyle Gelecek için Cumalar (FFF) ve yüksek kiralara karşı konut inisiyatiflerinin yerel temsilcileri katılarak DİDF ile birlikte mücadele kongreye başarı dilekleri sundular. Ayrıca Nazi Takibatına Uğrayanlar Birliği (VVN-BdA) Genel Sekreteri Dr. Ulrich Schneider ve Sol Parti Eşbaşkanı Bernd Riexinger’de kongreye bir mesaj göndererek başarı dilediler ve DİDF’in Almanya’daki sosyal hareketin ve antifaşist mücadelenin parçası olduğuna işaret ettiler.
Etkinlik öncesinde bir konuşma yapan Yürütme Kurulu üyesi Yusuf As, 40 yıl önce kurulan DİDF’in yerli ve göçmen emekçilerin eşit haklara sahip olması ve ortak yaşamın güçlendirilmesi için her alanda kesintisiz mücadele ettiğini belirterek, içinden geçtiğimiz süreçte buna çok daha fazla ihtiyaç duyulduğuna dikkat çekti.
Cumartesi günü saygı duruşu ve divanın seçilmesinden sonra bir konuşma yapan Genel Başkan Zeynep Sefariye Ekşi, geride bıraktığımız son iki yıl içinde dünya genelinde emperyalist devletler arasındaki çıkar çatışmasının sertleştiğini, buna bağlı olarak silahlanmanın arttığını belirterek, “Yaşadığımız Almanya da bu ülkeler arasında yer alıyor. Sosyal alanlardan yapılan kısıtlamalarla askeri harcamalara ayrılan bütçe sürekli artırılıyor. NATO tarihinin en büyük tatbikatlarından biri olan Defeder 2020 başladı ve mayıs ayına kadar devam edecek. Biz silahlanmaya değil, emekçilerin yaşam koşullarının iyileştirilmesi için daha fazla bütçenin ayrılmasını talep ediyoruz” dedi.
EKŞİ: BÜTÜN IRKÇI ÖRGÜTLER VE PROPAGANDA YASAKLANSIN
Almanya’daki ırkçı saldırılar ve katliamlara karşı yerli ve göçmen emekçilerin ortak mücadelesinin güçlendirilmesi çağrısı yapan Ekşi, “Biz yıllardır ırkçı-faşist saldırılara karşı bütün ırkçı örgütlerin yasaklanmasını talep ediyoruz. Ancak, hükümetler bu konuda gerekli adımları atmaya yanaşmıyor. Bugün Almanya için Alternatif (AfD) bütün ırkçı, milliyetçi ve faşist güçlerin birleştiği bir platform haline gelmiştir. NSU cinayetleriyle tam anlamıyla hesaplaşılmadığı için neonaziler bundan cesaret alarak eylemlerini sürdürüyorlar. Bununla da kalınmadı istihbarat, ordu ve polis içerisinde ırkçı örgütlenmelerin olduğu ortaya çıktı. Bütün bunlar bütün ırkçı örgütlerin ve ırkçı-faşist propagandanın yasaklanması doğrultusundaki talebimizin ne kadar doğru olduğunu bir kez daha gösteriyor. Önümüzdeki dönemde her alanda bu talebimizi daha yüksek sesle ifade edeceğiz” dedi.
Ekşi, geçtiğimiz dönemde Almanya’da değişik alanlarda güçlü bir sosyal hareketin olduğunu, uyarı grevlerinin yaşandığını da hatırlatarak, Türkiye kökenli emekçileri bu hareketin parçası haline getirmek için DİDF’e önemli sorumluluklar düştüğünü ve buna göre hareket edeceklerini vurgulayarak konuşmasını tamamladı.
Söz alan delegeler dünya, Almanya ve Türkiye’deki gelişmeler konusunda görüşlerini belirttiler. Türkiye’de artan otoriterleşmeye karşı emek, demokrasi ve barış güçleriyle dayanışmanın önemi özerinde de duruldu. Bu çerçevede daha önce Almanya ve Türkiye’deki sendikalar arasında dayanışmayı sağlamak için önemli çalışmalar yapıldığına işaret edildi. Ayrıca basına yönelik saldırılara karşı başta Evrensel olmak üzere muhalif gazetelerle dayanışma içinde olunduğuna işaret edildi.
DİDF’in çalışma yaşamı-sendika, kadın, gençlik başta olmak üzere değişik alanlarda sürdürmüş olduğu çalışmaların değerlendirildiği kongrede bir dizi karar alındı. Irkçı örgütlerin yasaklanması, göçmenlerin sosyal ve siyasal alanda eşit haklara sahip olması için Alman vatandaşlığına geçişinin kolaylaştırılması, asgari ücretin 15 Euro’ya çıkarılması, haftalık çalışma sürelerinin 30 saate düşürülmesi, herkese insanca yaşayabileceği sağlık ve konut hakkının sağlanması bu kararlardan bazıları oldu.
40. YIL ETKİNLİKLERİ YAPILACAK
Kongrede ayrıca bu yılın DİDF’in 40. yılı olması nedeniyle yerel ve merkezi düzeyde değişik etkinliklerin yapılması da kararlaştırıldı. Bu çerçevede birçok kentte kültürel ve sportif yarışmalar, sergiler, açık kapı günleri, sokak ve kapalı salon şenlikleri düzenlenecek. Ayrıca Almanya’ya göç, birlikte yaşam ve ortak mücadele konusunda bir konferans düzenlenecek. DİDF’in iki yılda bir düzenlediği açık hava festivali ise 19 Haziran 2021’de gerçekleştirilecek.
21 KİŞİLİK YÖNETİM KURULU SEÇİLDİ
İki gün boyunca yapılan tartışmalar ve değerlendirmelerin ardından pazar günü 30 bölgeden gelen 132 delegenin katılımıyla 21 kişilik yeni yönetim kurulu ve 3 kişilik denetleme kurulu için seçimler yapıldı.
DİDF sosyal hareketin parçası
Kongresi öncesinde Cuma günü yapılan oturumlara katılan sendika, barış örgütü, sosyal hareket ve parti temsilcileri Türkiyeli göçmenleri sosyal hareketin parçası haline getirmek için DİDF gibi bir örgüte ihtiyaç olduğuna dikkat çektiler.
DİDF genel kongresinin açılışına katılan konuklar yaptıkları konuşmalarda Almanya’daki siyasi, sosyal, ekonomik sorunlara dikkat çekerken, yerli ve göçmenlerin ortak sorunlar etrafında bir araya gelerek, ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı birleşmelerinin önemli olduğunu vurguladılar. Ele alınan konular ve yapılan konuşmalarda Almanya’daki sorunların nasıl aşılabileceğin üzerinde duruldu. DİDF’in de Almanya’daki sosyal hareketin parçası olduğu şeklindeki değerlendirme misafirlerin ortak vurgusuydu.
Bu konuda Sol Parti eşbaşkanı Bernd Riexinger’in gönderdiği mesaj dikkat çekiciydi. Sol Parti eşbaşkanı olmadan, Almanya’daki muhalif sendikacıların bir araya gelmesinde önemli rolü bulunan ve DİDF ile de irtibat haline olan Riexinger gönderdiği mesajda, “DİDF, Türk ve Kürt işçileri tarafından 40 yıl önce halkların kardeşliği ve uluslararası dayanışma temelinde kuruldu. Bununla din, dil, millet ve cinsiyet ayrımı gözetmediğini ortaya koydu. Bu nedenle DİDF bir göçmen örgütü olarak Almanya’daki ilerici aktörlerden biridir” diyordu.
Irkçılıkla mücadele, küresel ısınmaya karşı mücadele, savaşa karşı barış mücadelesi, sendikal hareket ve çalışma yaşamı başlıkları altında misafirlerin katılımıyla yapılan kısa sunumlarda, bütün alanlarda sorunların ortak olduğunu ve ortak hareket edilmesi gerektiğinin altı özenle çizildi.
SENDİKACILARDAN IRKÇILIĞA KARŞI MÜCADELE MESAJI
IG Bau sendikası yürütme kurulu üyesi Ulrike Laux da yaptığı konuşmada, temizlik sektöründe çalışan göçmen işçilerin çalışma koşullarına değinirken, DİDF’in bu emekçilerin sendikalaşmasına katkılar sunduğuna, eylemlere destek vermesinin önemli olduğuna işaret etti. Laux, göçmenlerin, özellikle de göçmen kadınların iş piyasasında iki kez mağdur edildiğine de dikkat çekti.
IG Metall Frankfurt şubesi başkanı Michael Erhardt ise, işyerlerinde ırkçıların ayrı sendika kurma, liste oluşturma ve temsilci seçilme çabalarına değinirken, “Sendikalarda nazilere, ırkçılara yer yok” çağrısını yaptı. DGB Hessen-Thüringen temsilcisi Ulf Immelt de benzer yönde mesajlar verdi. Özellikle de Thüringen’de CDU ve AfD’nin desteğiyle FDP’li Kemmerich’in başbakan seçilmesini eleştirdi ve faşizmin düşünce değil suç olduğuna dikkat çekti.
Daha önce dayanışma için birçok kez Türkiye’ye giden NGG sendikasından Jürgen Hintze ise DİDF’in önceki yılın sonunda Türkiye’den Almanya’ya getirdiği sendikal heyetin önemli olduğunu söyledi ve uluslararası dayanışmanın güçlendirilmesi çağrısında bulundu.
‘SAVAŞA KARŞI BARIŞ TALEBİNİ BİRLİKTE YÜKSELTELİM’
Sol Parti federal parlamento milletvekili Sevim Dağdelen, Almanya Barış Konseyi (Bundesfriedenratschlag) temsilcisi Willi van Oeyen, NATO’ya Hayır inisiyatifinden Kristine Krach ve Uluslararası Barış Bürosu (IPB) Eşbaşkanı Reiner Braun’ın katıldığı oturumda ise asıl olarak savaşa, silahlanmaya ve NATO tarafından Doğru Avrupa’da başlatılan Defender 2020 tatbikatına karşı mücadele çağrısı yapıldı.
Benzer bir çağrı da sosyal alanlarda verilen mücadele için yapıldı. Gelecek için Cumalar (FFF), küreselleşme karşıtı hareket ATTAC ve yerel konut inisiyatifinden bir temsilcinin katıldığı bu bölümde ise sosyal alandaki sorunların ülkede yaşayan herkesi etkilediği vurgulandı. Özellikle çevre eylemlerine katılımın gelecek için umut verici olduğuna dikkat çekilirken, önümüzdeki dönem küresel ısınmanın daha fazla sorun olmaya devam edeceği dile getirildi.
Sol SPD Hessen Parlamentosu Milletvekili Turgut Yüksel, Sol Parti Hessen Başkanı Petra Heime de konuşmalarında DİDF’in Almanya’daki pek çok göçmen örgütünden farklı olarak ülkedeki sosyal sorunlara yönelik çalışmalar yürütmesinin önemine değindiler.
Sendika, parti ve inisiyatif temsilcilerinin verdiği bu mesajlar, DİDF gibi Türkiye kökenli göçmen emekçileri sosyal mücadelenin parçası haline getirmek için çalışan örgütlere ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor. Zira, aynı durum Türkiye’deki emek, demokrasi ve barış mücadelesine verilen destek açısından da büyük önem taşıyor. Türkiye kökenlileri yaşadıkları ülkedeki sosyal mücadelenin parçası haline getirmek doğal olarak emekçiler arasındaki uluslararası dayanışmayı kolaylaştırıyor, önyargıların kırılmasına yardımcı oluyor.
KONGRE KARARLARINDAN…
- Tüm faşist örgütler yasaklansın, örgütlülükleri dağıtılsın, ırkçı-faşist propaganda yasaklansın.
- NSU cinayetleri tüm yönleriyle açıklığa kavuşturulsun!
- Konut, iş, meslek bulma konusunda ırkçılığa zemin oluşturan koşulları ortadan kaldıracak önlemler alınsın.
- Yaşam merkezi Almanya olan herkese vatandaşlık hakkı tanınsın!
- Vatandaşlık için yeterli konut, gelir, dil gibi şartlar kaldırılsın!
- Türkiye ve Libya gibi ülkelerle mültecileri geri alma anlaşması iptal edilsin, mülteci kampları kapatılsın, mültecilere bulundukları ülkede serbest dolaşım hakkı tanınsın!
- Yaşlılıkta yoksulluğa karşı en az 1250 Euro emekli aylığı!
- Düşük ücretli ve güvencesiz işlere hayır!
- Haftalık çalışma süreleri 30 saate düşürülsün!
- ‘Karbondioksit vergisi’ ile çevre tahribatının faturasının bütün topluma çıkarılması yerine çevreyi kirleten tekellere ek vergi ve yaptırımlar uygulansın.
- Toplu taşımacılık yaygınlaştırılsın ve parasız olsun!
- Hükümet ve belediyeler tarafından yeterli sosyal konut yapılsın!
- Kentsel dönüşüm adı altında emlak tekellerine rant yaratmaya son verilsin. e
- Herkese insanca ve ödenebilir konut sağlanması için kaynak arılsın.
- Sağlık hizmetlerinin paralı olmasına ve hastanelerin kar amaçlı işletilmesine son verilsin; hastaneler kapatılmasın.
- Özel sağlık sigortası uygulaması durdurulsun, tek sağlık sigortası sistemine geçilsin.
- Hastanelere daha fazla personel alınsın; sağlık alanında taşeron işçilik uygulamasına son verilsi.