25 yıl önce, 29 Mayıs 1993 gecesi Solingen’de Genç ailesinden ikisi çocuk olmak üzere beş kişi Neonaziler tarafından yakılarak katledildi. Katliamda 14 kişi de ağır şekilde yaralandı. DİDF olarak 25. yılında Solingen’de katledilen Genç ailesinin fertlerini saygıyla anıyoruz. Solingen ırkçı-faşistlerin ne ilk ne de son katliamı oldu. O günden bu yana değişik uluslardan ve inançlardan yüzlerce insan naziler tarafından katledildi. Bu katliamlarda sadece göçmenler değil, ırkçılara karşı çıkan bir çok Alman emekçisi, yoksulu ve genci de yaşamını yitirdi. Katliamlarda yaşamını yitiren tüm uluslardan insanları saygıyla anarken, katilleri asla unutmayalım, unutturmayalım.
Solingen katliamında dönemin hükümetinin payı büyüktür!
Solingen katliamının gerçekleştiği süreçde iktidarda olan CDU ve FDP hükümeti göçmenlere yönelik ayrımcı politikaları sertleştirme, iltica yasasını değiştirme çabası içerisindeydi. Parlamentoda dile getirilen, “gemi doldu”, “göçmenleri sınırdışı edelim” söylemleriyle Naziler cesaretlendirildi. Rostock’da, Hoyerswer’da da iltica yurtları binlerce insanın gözü önünde Naziler tarafından ateşe verildi. Hükümet bu saldırılara karşı hiç bir önlem almayarak, Solingen katliamına da zemin hazırladı! Yakalanan tetikçi 4 Nazi yakalanarak ceza aldı. Ancak izlenen politikalarda köklü bir değişiklik olmadı. 2000-2006 yılları arasında kadar NSU çetesi tarafından katledilen 9’u Türkiyeli 10 kişinin katliamına da hükümet aynı şekilde seyirci kalmış, yaşamını yitirenler suçlanmış, dava sürecinde şahitlerin “ilginç” ölümleri yaşanmış, devletin suça ortak olduğunu ispatlayabilecek belgeler imha edilmiştir. Bu dava halen sonuçlanmadı ve sorumluları bizzat devlet kurumları ve mahkemeler tarafından gizlenmeye devam etmektedir.
Irkçılar ve ırkçılık bugün de büyük tehlike!
Avrupa’nın bir çok ülkesinde olduğu gibi, son senelerde ırkçı-faşist partiler güç toplamakta. Almanya’da AfD ile savaş sonrasında ilk defa faşist bir parti parlamentoya girmiştir. Dün olduğu gibi bugün de hükümet ekonomik ve politik olarak ortaya çıkan sorunların sorumlusu olarak göçmenleri ve mültecileri hedef olarak göstermeye devam ediyor. Savaş ve talan politikalarıyla ülkelerini terk etmek zorunda kalan mülteciler insanlık dışı yaşam koşullarına ve ırkçı saldırılara maruz bırakılmakta. Sadece 2017 senesinde kayıt altına alınan ırkçı saldırı sayısı 2200. Bunların 1906’i insanları hedef alırken, 313 tanesi de kundaklama olarak gerçekleşmiştir.
Irkçı-faşist gelişmelere karşı, birleşelim!
Irkçıların-faşistlerin gelişmesi tesadüf değildir. Hükümetin uyguladığı politikalar sonucu, milyonlarca insanın çalışma ve yaşam koşulları sürekli kötüleşiyor. Sağlıktan, konuta, eğitimden, ulaşıma yaşanan sorunların esas sorumlusu hükümet politikaları olmasına rağmen, milyonlarca insan gelecek korkusuyla ve ırkçı faşist politikaların etkisinde kalarak, sorunların kaynağı olarak göçmenleri, mültecileri olarak görüyor.
Bunun için ırkçılığa karşı mücadele, ancak işsizliğe, yoksulluğa, savaşa ve silahlanmaya, sosyal kısıtlamalara karşı mücadele etmekle başarıya ulaşabilir. Bunun için, insanları dini ve etnik kimlikleri üzerinden ayıran her türden politikaya karşı çıkarak ırkçılara karşı mücadeleyi güçlendirebiliriz.
Solingen katliamının 25. yılında tüm emekçileri, kendi gelecekleri için, dil-din-ırk ayrımı gözetmeden birliklerini güçlendirmeye ve sorunların çözümü için mücadele etmeye çağırıyoruz. Türkiye kökenli emekçileri, Almanya’nın dört bir yanında Alman emekçilerinin ırkçı-faşistlere karşı devam eden mücadelesine daha fazla katılmaya çağırıyoruz.
DİDF YÖNETİM KURULU
Köln, 15.05.2018