Yüksek Seçim Kurulu milletvekili seçilen Hatip Dicle’nin vekilliğini düşürme kararı aldı.Bu karar halk iradesine indirilmiş bir darbedir ve derhal geri alınmalıdır!
12 Haziran seçimlerinde; veto kararlarını, yüzde 10 seçim barajını, tutuklu olduğu halde seçim kanunundaki tüm engelleri halk desteği ile aşarak 80 bin oy alarak ‚Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloku’ Diyarbakır Milletvekili seçilen Hatip Dicle’nin milletvekilliğinin YSK tarafından oy birliğiyle düşürülmesini protesto ediyoruz!
YSK’nın gece yarısı açıkladığı bu karar halk iradesine indirilmiş bir darbedir. Bu, sürekli ‚millet iradesi’nden söz eden AKP demokrasisinin darbeci yüzüne işaret eden, kılıfına uydurulmak istenen anti-demokratik bir karardır. Zira KCK davasından tutuklu bulunan Dicle’nin adaylığının önünde bir engel bulunmadığı YSK tarafından açıklanmış; seçime iki gün kala “yasadışı örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla verilen cezasının onaylanması karşısında ise cezaevinde yattığı süre verilen cezayla mahsup edilerek, milletvekilliğinin önünde bir engelin bulunmadığı belirtilmiştir. Avukatlarının Dicle’nin mazbatasını almasıyla, ise milletvekilliği süreci tamamlanmıştır.
Daha sonra, YSK’nın Dicle’nin sözlü savunması için konuyu Diyarbakır İl Seçim Kurulu’na götürmesi üzerine, Dicle savunma için süre istemişti. Şimdi daha bu süreç bile sonuçlanmadan YSK, salı günü geç saatte aldığı bir kararla Dicle’nin milletvekilliğinin düşürüldüğünü açıklamıştır.
’Terörle Mücadele Kanunu’ gibi anti-demokratik yasalara dayanarak verilen cezalar gerekçe gösterilerek böylesi kararlar vermenin demokrasiyle ve hukukla bağdaşması mümkün değildir. Bu karar, halk iradesine vurulmuş bir darbedir. Kürt sorununun demokratik çözümü, demokratik yeni bir anayasanın, siyasi genel affın, barış ve demokratik çözümün gerçekleşmesi için çaba gösterilen bu süreçte verilen bu kararın hiçbir izahı olamaz.
Yeni anayasadan, “demokratik hak ve özgürlükler”den söz eden AKP, diğer yandan tüm anti-demokratik yasaları ve 12 Eylül darbe anayasasını dayanak yaparak, seçilmiş halk temsilcilerinin milletvekilliğini düşürmektedir.
YSK bu kararını derhal geri çekmelidir, Çünkü hiçbir karar halk iradesinden daha üstün değildir. YSK’nın kararı seçimlere, seçilmişlere bir müdahaledir. Halk iradesinin yok sayılmasıdır. Bu karar sadece Kürt halkının iradesine, ‘Blok’ güçlerine karşı geliştirilen bir müdahale değil, Türkiye’nin emek ve demokrasi güçlerine karşı bir müdahaledir. Kürt halkının barış ve demokratik çözüm mücadelesine karşı çatışma ortamına zemin hazırlamaktan başka bir işlevi olmayan bu karar derhal değiştirilmelidir. Bu karar hangi hukuki gerekçelere dayandırılırsa dayandırılsın, siyasi bir tavırdır.
12 Haziran seçimlerinden önce oluşan ‘Emek,Demokrasi ve Özgürlük Bloğu’, Türkiye halklarının eşit koşullarda yaşayabileceği, demokratik bir Türkiye’yi oluşturmanın umudu olmuştur. Bunun için tüm emekçileri, Hatip Dicle şahsında ‘Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu’na yönelik baskıları protesto etmeye ve demokrasi güçleriyle dayanışmaya çağırıyoruz!