29 Kasım Cuma günü çevrenin talan, tahrip ve yok edilmesine karşı, yine uluslararası eylem günü olarak on binlerce insan sokaklara çıkacak. Dünyanın dört bir yanında milyonlarca insan, çevre politikalarının değişmesini talep edecek. 20 Eylül günü Almanya‘da 1 milyon 400 bin kişinin çevrenin ve iklimin korunması için sokakları doldurması üzerine Almanya‘da hükümet acil iklim paketi hazırlamak zorunda kalmıştı. Bu paket sorunu çözmeyecektir. Hükümetin önlemleri içindeki karbondioksit (CO2) vergisiyle halkın sırtına bir yük daha yüklemeyi karar altına almıştı.
Ağustos 2018’den bu yana her cuma günü öğrencilerin sokaklara çıkarak, “Çevreyi yok etmeyin, geleceğimizle oynamayın” çağrıları eşliğinde yaptıkları gösteriler bütün dünyada ses getirdi. 13-15 yaşındaki gençler sorumluluk alarak, gelecek kuşaklara yaşanabilecek bir dünya bırakılması için 29 Kasım günü, “Annelerimiz ve babalarımızla, yaşlı-genç, kadın-erkek, yerli-göçmen hep beraber çevremize ve geleceğimize sahip çıkmak için sokağa çıkalım’ çağrısı yaptı. Bu çağrı sendikalar- dan partilere, çevre örgütlerinden barış örgütlerine kadar geniş bir kesim tarafından sahiplenilmeye devam ediyor. 29 Kasım günü bir kez daha yüzlerce örgüt herkese ‘çok geç olmadan, çevre için harekete geçme‘ çağrısı yapıyor. Görüyoruz ki, mücadele kazanımlar sağlıyor!
Çok geç olmadan…
Bugün herkes günlük yaşamında çevre tahribatının etkilerini derinden hissetmekte. Dünya üzerinde yaşam milyarlarca insan için her gün biraz daha zorlaşmakta. Havadan suya, yiyecekten sağlığa her alanda sorunlar derinleşmekte. Bilim adamları, çevre tahribatına bugün dur denilmediğinde, dünyanın önemli bölümünün yaşanmaz hale geleceğini belirtiyor. Dünya ısısının 2 derece daha ısınmasıyla birlikte, milyonlarca insanın evinin barkının sular altında kalacağı, yiyecek içecek alanlarının yok olacağı, doğal afetlerin önlenemez boy- utlara ulaşacağını, insanlığın bugün bilmediği binlerce yeni hastalıkların ortaya çıkacağını belirtmekte.
Daha fazla kâr ve rekabet üzerine kurulu kapitalist sistemde, her zengin daha fazla kâr elde etmek için hiçbir önlem almadan pisliklerini çevreye bırakmakta. Dünyanın yeraltı kaynaklarına el koymak için, milyonlarca ağaç yok edilmekte, ırmaklar zehirlenmekte. Çevreyi koruma adına yapılan anlaşmalara hiç bir emperyalist devlet ve tekel uymamakta. Bir avuç zenginin daha fazla kâr elde etmesi için, milyarlarca insanın geleceğiyle oynanmakta. Bu sorunları çözmek için hükümetin hazırladığı önlem paketi yetersizdir, halkı kandırmaktır.
Çevre korunabilir!
Çevre tahribatına karşı yükselen tepkilere , hükümetlerin dile getirdiği en kolay çözüm önerisi, “herkes çevreyi temiz tutsun”, “daha az tüketelim”, “faz- la plastik kullanmayalım”, “çevre vergisi koyalım” gibi çevreyi kirletenleri ve tahrip edenleri gizlemeye dönük öneriler olmakta. Herkesin çevresini koruması önemli, ancak kapitalistler kirletmeye, çevreyi talan etmeye devam ettiği sürece, bu gidişin durdurulabilmesi mümkün olmayacaktır. Bunun için havayı ve suyu kirleten şirketler acil önlem almaya mecbur edilmeli- dir. Ormanların, suyun rant ve kâr için talan edilmesi yasaklanmalıdır. Bugün 132 ailenin elinde toplanan servet 3,5 milyar insanın malından mülkünden daha fazladır. Bu paralar insan sömürüsünün yanında, doğanın sömürülmesi, yok edilmesiyle oluşmuştur. Doğanın tamiri için gerekli bedeli de bunlar ödemelidir.
Yaşanabilir bir dünyanın korunması için her geçen dakikanın çok önemli olduğu bir süreçten geçiyoruz. Dünyanın ve Almanya’nın bir çok kentinde 29 Kasım‘da hükümetlerin acil önlem alması için sokağa çıkacakların içinde bizler de olalım. Gelecek nesillere yaşanacak bir dünya bırakmak, bugün adil olmayan sömürü düze- nine karşı, yoksulluğun, doğal felaketlerin, savaşların olmadığı bir düzen için mücadele etmekle mümkün olacaktır. Yarın herkes için, özellikle de işçi, emekçi ve yoksul halklar için geç olabilir.
DEMOKRATİK İŞÇİ DERNEKLERİ FEDERASYONU (DİDF)