Sosyal kıyımlara, demokratik hak budanımına ve savaş politikalarına karşı, Kürt Sorunu’nun barışçıl çözümü için haydi Dünya Barış Günü etkinliklerine! Halklarımızın ortak özlemi olan barış arayışının bir ifadesi olarak kurulan Avrupa Barış Meclisi olarak, Avrupa’da yaşayan göçmenleri 1 Eylül Dünya Barış Günü etkinliklerine katılmaya ve Avrupalı savaş karşıtları ile birlikte barış taleplerini daha güçlü seslendirmeye davet ediyoruz.
Türkiye’de süregiden çatışma ve şiddet ortamı her geçen gün barışı daha çok gerekli kılıyor. Kürt Sorunu’nu silahlı yöntemlerle bastırmakta sergilenen ısrarlı tutum, savaşın devam etmesine ve her gün kan akmasına neden oluyor. Sadece 2008’in ilk yarısında 178 insanın yaşamını yitirmiş olması ve ormanların yakılıp, köye dönüşlerin engellenmesine, gazete ve televizyon kapatmalara devam edilmesi, silahlı yöntemlerin çözümsüzlüğü derinleştirdiğini kanıtlıyor.
Türkiye’deki karar vericilerin, herkesin eşit, özgür ve barış içinde yaşamını güvence altına alacak köklü ve gerçek bir demokratikleşme süreci yerine, sorunları öteleyen bir tutum sergilemeleri ülkeyi uçurumun kenarına itiyor. Demokratikleşme program ve projeleri bir türlü hayata geçirilmiyor. Cumhuriyet tarihi boyunca başta Kürtler olmak üzere bu coğrafyada yaşayan tüm halklara, farklı inanç ve kültürlere, her türden muhaliflere yönelik inkâr ve ayırımcılık politikalarına devam edilmesi, katliamların, faili meçhul cinayetlerin, darbe ve darbe teşebbüslerinin, çetelerin asıl sorumlularının gün yüzüne çıkartılmaması, ülkenin geleceğini uğursuz bir ipotek altına sokuyor.
Öte yandan savaşa harcanan her Kuruş geniş kesimlerin ekmeğini küçültüyor, yoksulluğu derinleştiriyor. Savaş ekonomisi sadece siyaseti değil, bütün ilişkileri kirletiyor. Türkiye, kendi sorunlarını içeride diyalog yolu ile çözememenin ağır bedelini, uluslararası arenada yeni bağımlılıklar getiren pazarlıklarla ödüyor.
Bu koşullarda Türkiye’nin gerçek barışa olan ihtiyacı, kendini her geçen gün daha fazla dayatmaktadır. Avrupa Barış Meclisi, Türkiye’de tüm halkların, inanç ve kültürlerin eşit, özgür ve barış içinde birlikte yaşaması yönünde uğraş veren barış ve demokrasi güçlerinin taleplerini sahiplenmekte, Türkiye Barış Meclisi, Türkiye ve Kürdistan halkları ile dayanışma içerisinde olduğunu ilan eder. Avrupa Barış Meclisi olarak, barışın tesis edilmesi ve Kürt Sorunu’nun barışçıl çözümü başta olmak üzere, Türkiye’de ayırımsız herkes için demokrasinin, insan haklarının, özgürlüklerin ve sosyal adaletin gerçekleştirilmesi amacıyla barış çalışmalarına ısrarla devam edeceğimizi deklare ediyor, Avrupa’daki demokrasi ve barış güçlerini bu mücadele ile dayanışmaya çağırıyoruz.
Aynı şekilde kendimizi bir parçası olarak gördüğümüz Avrupa barış hareketinin 1 Eylül etkinliklerinde ileri sürdüğü taleplere katılıyor, Avrupa ordularının ihtilaf bölgelerinde konuşlandırılmalarına; işgallere destek çıkarak, savaşları körüklemelerine yol açan ve Avrupa çapında sosyal ve demokratik hak budanımını hızlandıran politikalara karşı verilen mücadele içerisinde olduğumuzu ilân ediyoruz.
Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinin Afganistan’da yedi yıldan beri süren savaşa katılmaları, savaş felaketini durdurmak bir yana, şiddet sarmalını hızlandırmıştır. İşgal, giderek yoğunlaştırılan askerî operasyonlar ve ABD ile AB ordu birliklerinin sayısının artırılması planları, savaşın daha uzun sürmesine neden olmaktadır. Gerek Irak’ta, gerekse de Afganistan’da hergün daha çok sivilin ölmesi, en son Afganistan’da 90 köylünün ABD bombardımanı sonucu yaşamını yitirmesi, bugüne kadar yürütülen politikaların insanlık düşmanı yüzünü deşifre etmektedir.
Bu nedenle başta Federal Almanya Parlamentosu olmak üzere, Avrupa yönetimlerine sesleniyoruz: Barışın sağlanması için, ordularınızı geri çekiniz! Militarizme hayır deyiniz! Şimdi barış için ayağa kalkma zamanıdır. Barışa bir şans vermek için, sosyal kıyımlara, demokratik hak budanımlarına ve savaş politikalarına karşı, Kürt Sorunu’nun barışçıl ve demokratik çözümü için:Barış, her yerde ve hemen şimdi!